Bir Şarkı, Bir Şiir ve Birkaç Yoldaş:Geçmişi Sahiplenirken Çoğalan Mesafelerimiz

Levent Turhan Gümüş

23 Mayıs 2020
Bir Şarkı, Bir Şiir ve Birkaç Yoldaş:Geçmişi Sahiplenirken Çoğalan Mesafelerimiz

Neyi söyler neyi yaparsak onu biriktirece?iz. Siyasi geleneklerin kendi yitiklerini anmalar? elbette k?ymetlidir. Ama istisnai baz? ortak adlar d???nda sadece kendi ölülerini anan bir hat?rlama prati?inden kolektif bir hayat ç?kmaz, ç?km?yor. 

Ayn? havaland?rmada hiç volta vurmam?? olsak da ayn? mahpushanenin havas?n? birlikte soludu?umuz bir arkada??m?z?n annesinin cenazesinden dönüyorduk.

Laf laf? açt?. Nas?l olduysa konu, Türk Tabipleri Birli?i’nin her y?l ad?na ödül vererek and??? Sevinç Özgüner’e geldi.

Ad?n? duymu?lu?um vard? ama ne zaman nas?l öldürüldü?üyle ilgili bir bilgiye sahip de?ildim. Ö?rendi?im her yeni bilgi beni “nas?l olup da ben bunlar? görmedim” diye yaz?kland???m sars?c? ayr?nt?lara götürdü.

Di? hekimi Sevinç Özgüner, benim içinden geldi?im gelene?e uzak ama her zaman devrim ve sosyalizm mücadelesine yak?n biriydi. 1980 öncesindeki trajik ölümünü haz?rlayan ?ey de onun mütevaz?, özverili, devrimci hayat biçimi olmu?tu.

Türkiye’nin seçkin ayd?nlar?n?n, yazarlar?n?n devlet destekli paramiliter çeteler taraf?ndan birbiri ard? s?ra öldürüldü?ü bir dönemdi. Özgünerler, kendilerine yönelik ölüm tehditlerinin yo?unla?mas? üzerine daha güvenli olaca??n? dü?ünerek bildikleri, tan?d?klar? ayd?nlar?n ikamet etti?i bir apartmana ta??nm??lard?. Ama fa?ist çete mensuplar? kendilerini orada da bulmu?, önce arabalar?n?n lastikleri yak?lm??, sonras?nda da evleri bas?lm??t?. Evde olmad?klar? için bask?ndan kurtulmu? ancak birkaç gün sonra gece üçte gelen katillerin sald?r?s?ndan kurtulamam??lard?. Kendisini e?ine do?rulan silahlara siper eden Sevinç  Özgüner hayat?n? kaybederken, e?i, Türkiye Emek Partisi genel sekreteri Vecdi Özgüner a??r yaralanm??t?. (1)

Kendisini e?e, yolda?a siper eden bu yi?it kad?n?n ay?rt edici özelli?i komünist olmas?yd?. ‘51 tevkifat?nda genç bir t?p ö?rencisi olarak Sevim Belli’lerle birlikte gözalt?na al?nm?? a??r i?kencelere ra?men konu?mam??t?. Arkada?lar? sonradan onun ismini bile kabul etmedi?ini söyleyeceklerdi. Bu yal?n ayr?nt? onunla birlikte ayn? davada yarg?lananlar?n haf?zas?nda yer edecek ama kendisinden sonra gelen devrimci ku?aklar bunu bilmeyecekti.

Bu bilgi, benim gibi ihtilalci bir gelenekten gelen biri için ?a??rt?c? ve ö?reticiydi. Bu ülkede direni?leriyle destanla?an bilindik isimlerden önce i?kencelerden geçmi? ama konu?mam?? Sevinç Tan?k (Özgüner) gibi devrimci t?p ö?rencileri ve Sansaryan Han’da a??r i?kenceler sonucu ç?ld?rarak kendini bo?lu?a b?rakm?? Hasan Basri Alp gibi devrimci ö?retmenler vard?. (2)

Neden böyleydi? Biz bu bilgiye neden sahip olamam??t?k?

Bu sorunun yan?t? san?r?m Türkiye Solu’nun benmerkezci, kendinden olmayana kapal? siyaset ve tarih anlay???nda sakl?.

Tuhaft?r, anla??labilir ve çeli?iktir: Her devrimci ku?ak, kendi varl???n? hem bir sahiplenme hem de reddiye üzerine oturtur. “Sahiplenme” ard?l? oldu?u görü? ve ki?ileri kültle?tirmeye do?ru evrilirken “reddiye” de kendi gelene?i d???nda kalan ki?i ve görü?leri de?ersizle?tirmeye, giderek de görmezden gelmeye götürür.

Yine burda tuhaf, çeli?ik ve anla??labilir olan fakat kesinlikle reddedilmesi gereken “biz”e yüklenen anlamd?r. Kar??tlar?n, rekabetin ve dü?manl???n oldu?u bir toplumda kendini güvende hissetme ihtiyac?ndan beslenen, sosyalist bir dünya görü?ü üzerinden seslendirildi?inde ise “kolektif” olana i?aret eden “biz”, ba?ka bizlere kapal?, tekil iradeleri ço?altan bir telaffuza dönü?tü?ünde ba?lang?ç cümlesinden uzakla??r. Bir türlü birle?ik olamaz, ço?alamaz, yayg?nla?amaz.

?çinde bulundu?u yap?lanmay? sosyalizm davas?n?n biricik temsilcisi olarak görme anlay??? ‘80 öncesi devrimci hareketi güçsüzle?tiren, ba?ka “biz”lerle yan yana gelmeyi engelleyen bir “biz” yanl???yd?. O bilindik deyi? bir gerçek haline dönü?üp fa?izmin zindanlar?nda bulu?tu?umuzda bir k?s?m sosyalist bunu idrak etti, bir k?sm? ise tutsakl???n herkesi e?itleyen amans?z ko?ullar?na ra?men yok saymaya devam etti.

?drak etmi?lerden biri olarak y?llar sonra d??ar? ç?kt???mda kendimi hiç olmad???m kadar “kalabal?k” görmü?tüm. Bir yerlerde benim gibi dü?ünen birileri mutlaka vard? ve ben onlar? mutlaka bulacakt?m. 

Bir bilinmeze do?ru yola ç?kman?n öncesindeki bir veda ak?am?yd?. Herkesin bir daha görü?ememe ihtimalinin oldu?unu bildi?i ama o ihtimalin hiç konu?ulmad??? bir veda ak?am?. Gecenin sonuna do?ru üç k?zkarde?ten biri, sesi bu?ulu olan?, ezgisi insan?n içine i?leyen bir ?ark?ya ba?lad?. (3) ?ark?, bengi y?ld?z? bulmak için yola ç?kan üç küçük y?ld?zc?k?n hikayesini anlat?yordu. O an bestesi kimindir, sözünü kim yazm??t?r sormak akl?ma gelmedi. Aradan y?llar geçti, yol boyunca bana e?lik eden bu ?ark?n?n sözleriyle geçti?imiz y?llarda bir kitapta kar??la?t?m. ?ark?, Ya?ar Miraç’?n Taliplerin A??d? adl? kitab?nda yer alan “Nisan A??d?” ?iirinden bestelenmi?ti. ?iir, “... hakan, burhan, oran... için” ithaf?yla ba?l?yordu. Polis ve fa?istlerin i?birli?i sonucu öldürülen üç devrimcinin hayat hikayelerini merak ettim. Okuduklar? okullar? ara?t?rd?m, foto?raflar?n? bulmaya çal??t?m. Üç y?ld?zc?ktan ikisiyle ilgili bilgilere ula?mak zor olmad? ama üçüncüyle ilgili bilgiye ula?mak epey bir zaman?m? ald? çünkü “ba?ka siyasetten”di. O gün onlar? ayn? güzergahta birle?tiren ölüm, daha sonraki an?lma süreçlerinde ay?rm??t?. (4)

Ölülerimizi anarken bile fark?nda olmadan ço?altt???m?z mesafeler... Sahiplenme özelinin daralt?c?l???nda bir kez daha örselenen “biz”...

Bugün dünden ba??ms?z de?il, gelecek de bugünden ba??ms?z olmayacak. Neyi söyler neyi yaparsak onu biriktirece?iz. Siyasi geleneklerin kendi yitiklerini anmalar? elbette k?ymetlidir. Ama istisnai baz? ortak adlar d???nda sadece kendi ölülerini anan bir hat?rlama prati?inden kolektif bir hayat ç?kmaz, ç?km?yor. Geçmi?i sahiplenme ad?na öldürülen karde?lerimizi anmak belli  bir siyasi hareketi besleyen bir hat?rlama eylemine dönü?tü?ünde, devrim için topra?a dü?mü? di?er karde?lerimiz unutuldu?unda “mesafeler” ço?al?yor. (5)

Öyle olunca da duymuyoruz, görmüyoruz. Görebilmek için fark?nda olmak gerekiyor. 

Bu yaz?ya son halini verirken bir fark?ndal?k hali içinden bakt???m için gördüm san?r?m ?brahim Özta?’?. Daha önce ismini duymam??t?m. Ölüm y?ldönümü vesilesiyle bir internet sitesinde yer al?yordu haber. THKO kurucular?ndan olan Özta?, 21 May?s 1971 tarihinde, ?zmir’de polisle girdi?i çat??mada a??r yaralanm??, kald?r?ld??? hastanede, ölüm raporunda yer alan ifadeyle, “yak?n mesafeden, kafas?n?n tepe k?sm?na ate?li silahla ate? edilmek suretiyle” öldürülmü?tü. O zaman?n yanda? gazeteleri haberi - foto?raf?n?n hemen yan?na bir mangay? donatacak kadar say?da silah koyarak - “Dev-Genç’li ?brahim Özta?, kald?r?ld??? hastanede sabaha kar?? öldü” biçiminde vermi?ti.

Sonraki y?llarda say?s?z örne?ini ya?ayaca??m?z bu katletme biçimi egemenlerin ?iddetine kay?tl? bir öldürme biçimiydi. Egemenler, kendi s?n?f haf?zas?na kay?tl? öldürme ve bunu kamuoyuna duyurma biçimlerini sonraya aktarma konusunda ?a??rt?c? bir tutarl?l??a sahipti. Ancak ayn? ?eyi katliama u?rayanlar?n kendisi için söylemek pek mümkün de?ildi. Kendini devlet ?iddetinin asli muhatab? olarak görme öznelli?i, do?al olarak ba?ka direni? pratiklerini göremiyor, onlara kutsiyet yükleyerek ölülerini kahramanla?t?r?yordu. Ve do?al olarak da sonraki ku?aklara aktar?lan anlat?, ba?ka devrimci pratikleri yok sayan, devrim karde?lerinin pratiklerinden ö?renmeye kapal?, öznel ve yaln?z bir “direni? tarihi” oluyordu. (6)

Çok y?llar önceydi, evet.

Çok öndeydik, hemen arkam?zdaki mevzide ya?ananlar? göremeyecek kadar önde.

Bir otobüs dura??nda, sabah erken bir evin kap?s?nda, geceyar?s? bask?nlar?nda, bir ak?am üstü yolda yürürken, bir kahvede, tarlada, fabrikada vardiya de?i?iminde hain tuzaklarda öldürülmü?, çok kendimizle ilgili oldu?umuz için göremedi?imiz, bilsek bile “siyaset yolda??” olmad??? için sonradan unutaca??m?z ne çok devrimci vard?. Kavgaya, a?ka, yolda?a siper edilmi? ne çok ömür...

Öyledir, yazmak bazen y?llar önce ya?ananlarla ilgili bir hat?rlama ve hat?rlatma eylemidir.

Onlar?n her biri ülkenin ayd?nl?k, özgür yar?nlar? için mücadelede topra?a dü?mü? birer cihan parças? yolda?lar?m?zd?.

Hat?rad?r, kitab?n doksan?nc? sayfas?nda yaz?l? oland?r:

“Kalbimde bir da??n kuzey 

yamac?n? i?aret eder, 

o s?ra s?ra yürüyen me?aleler

diye okumu?tu küçük karde?:

ölülerin böyle gece yar?lar?

bana kara bir güz gibi

bak??? bundan!..” (7)

Bir ?eyler var de?i?ecek... (8) 

De?i?tirmeye, “özgürlük mücadelesinde topra?a dü?mü? her devrimci yolda??m?zd?r” cümlesinden ba?lanacak.

Ve bu sahiplenme içselle?tirilerek yayg?nla?t???nda devam? da kendili?inden gelecek:

Sosyalistler aras?ndaki fikir ayr?l?klar?, ayn? dili konu?anlar aras?ndaki ?ive fark?ndan ibarettir. ?nsanl???n büyük ütopyas?n? gerçekle?tirmek için mücadele eden her devrimci birbirinin yolda??d?r

Dipnot

(1): Di? doktoru Sevinç Özgüner, 23 May?s 1980 tarihinde öldürüldü?ünde Türk Tabipleri Birli?i Merkez Konsey’i üyesiydi.

(2): Hasan Basri Alp, TKP’ye yönelik tevfikat s?ras?nda 21 Ocak 1945’de tutuklanm??, hiç ara vermeden sürdürülen i?kenceler sonras?nda bir f?rsat?n? bulup 6. kattan kendini bo?lu?a b?rakm??t?r. Ölümü, TKP san?klar?n?n 26 Kas?m 45’demahkemeye verdikleri ortak imzal? bir dilekçede i?kencede öldürüldü?ü biçiminde kayda geçmi?tir. 

(3): ‘80’li y?llarda Bengi Türkü Müzik Toplulu?u’ndan Erol Kar taraf?ndan bestelenen ?iir, yine ayn? topluluktan Tayfun Sever taraf?ndan seslendirilmi?tir.

(4): Devrimci demokrat ö?rencilere yönelik fa?ist sald?r?lar?n artt??? Milliyetçi Cephe döneminde, 8 Nisan 1976 tarihinde, Ankara Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) ö?rencisi Hakan Yurdakuler, fa?istler taraf?ndan gerçekle?tirilen silahl? sald?r?da öldürüldü. Ayn? gün sald?r?y? protesto etmek için Kurtulu?’a do?ru harekete geçen devrimci ö?renciler Hacettepe Köprüsü alt?na geldiklerinde polis engeliyle kar??la?t?lar. Polisin açt??? yayl?m ate? sonucunda Ankara Devlet Mühendislik Mimarl?k Akademisi (ADMMA) ö?rencisi Burhan Bar?n ve Gazi E?itim Enstitüsü ö?rencisi E?ari Oran katledildi.

(5): Özellikle son y?llarda, ayn? bölge devrimcileri aras?nda, ortak sahiplenme gibi bir anlay?? gözlemleniyor olmakla birlikte az say?daki bu de?erli pratik, yayg?n olanla kar??la?t?r?ld???nda genel anlay??a etki edecek bir düzeyde de?ildir. Yine de bu sahiplenmeleri ve ayr?m gütmeden sol tarihe yönelik ar?iv ve haf?za olu?turma çal??mas? yapan internet sitelerinin çabas?n? sayg?n bir faaliyet olarak selamlamak gerekiyor. 

(6): Sözü edilen anlay?? öylesine da??t?c? ve her prati?i kendi merkezine büken bir anlay??t?r ki devasa, yüz binlerin kat?ld??? pratikler bile ortakla??lan yanlar?n de?il ayr???lan yanlar?n öne ç?kart?ld??? bir okuman?n konusu olabilir. Yak?n tarihte ya?anan Gezi direni?i, kalk??mas? buna bir örnektir.

(7): Emirhan O?uz, Myndos Geçi?i, Ayr?nt? Yay?nlar?. Kitapta yer alan “Doksan?nc? sayfas? kitab?n” adl? ?iir, 12 Eylül fa?ist cuntas?n?n idam etti?i ilk devrimcilerden olan Serdar Soyergin’e (26 Ekim 1980) ithaf edilmi?tir. 

(8): Ahmet Telli, Bekle Beni.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Ay Çıkınca Ölüm Susar!
    Yaz biterken bir k?z?l gül daha soldu. Üzgünüz. Oysa öfkeli olmam?z gerekirdi. Bir Sisyphos yazg?s? gibi kendini tekrarlayarak dü?tü topra?a en dire?ken olanlar?m?z. Yaz ba??yd?. Haziran’da ölmek zordu. Genç zamanlard?.…
  2. Esas Hadise O Kiraz Ağaçları*
    ''Yolumuzu ayırdıklarımızdandı Mihri Belli. Çok sonra, kendi hikâyemizin ve onun hikâyesinin aslında aynı "kiraz zamanı"na adanmış hayatları içerdiğini anladığımızda Mihri Belli yetmişli yaşlarındaydı, bizse otuzlu yaşlarımızda'' Düş bekleyene gelmez, ona…
  3. Katları Düşerken
    Katları Düşerken
    3 Temmuz 2020
    Muktedir her ne istiyorsa onu söyleme mecburiyetinin hükümran oldu?u bir distopya ülkesi bu ülke art?k. Söz yasak. Dislike yasak. Maskesiz dola?mak yasak... Nefes alam?yoruz... ?talyan yazar Dino Buzzati, “Yedi Kat” adl?…
  4. Haziran’da Bir Fidan: Berkin Elvan*
     Berkin Elvan’ın bir gaz fişeği ile vurulmasının üzerinden yedi yıl geçti. Adalet tecelli etmedi. Katili halâ aramızda. Berkin’den sonra naaşı günlerce buzdolabında bekletilen, koyun otlatırken öldürülen, üzerinden panzer geçirilen başka…
  5. Bir İktidar Aracı ve Muhalefet İmkânı Olarak Futbol-1
    Simgeler, semboller önemlidir. Futbol, içinde çokça simge bar?nd?ran toplumsal bir aynad?r. Sesi k?s?lm??, muhalefet etme araçlar? elinden al?nm?? bir toplum, farkl? bir taraftar profiliyle kendisini futbol üzerinden pekala ifade edebilir.…
  6. Siyasette ve Gündelik Hayatta
    Siyaset ve gündelik hayat?n "yeni normal" i genel bir kapatma, yal?tma, varl??? sürekli hissettirilen bir dü?man, muhtelif vaka tekrarlar?yla unutulmas?na izin verilmeyen bir tehdit ve her an ba??ma bir ?ey…
  7. Fotoğrafın ve Şiddetin Dili: Siyahi İsyan ve Gezi
    ''Yan yanalar. Bir tür yazgı birliği. “Nefes alamıyorum” diyerek ölen Floyd’un fotoğrafı, son sözleri “Vurmayın, öldüm!” olan Ali İsmail’le, Kemal Kurkut’la, Dilek Doğan’la, Berkin’le, Gezi’nin güzel yüzlü çocuklarıyla buluşuyor'' George Floyd. Yeryüzünün lanetlilerinden. Siyah. Irkçı…
  8. Çiğdem koyduk çocukların adını
    Devrimle Çiğdem yer değiştiriyor. Hatırlıyorum: Çiğdem koymuştuk çocukların adını. Çünkü Çiğdem, düşlerimizin devrime değdiği bir evvel zamandı. Şişli Meydanı’nda üç kız biri çiğdem biri nergis vuruldular güpegündüz sorarlar bir gün sorarlar……

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…