12 Eylül 1980 Darbesinin 40ncı yılında Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, Ayrımcılığa İtiraz Ediyoruz, Darbelerle Ayrımsız Hesaplaşılmalıdır başlığı ile bir kampanya başlatıyor.
ADAM-DER, yani Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği. 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbe dönemlerinde işkencelerden geçirilip bir kısmı Maltepe, Selimiye, Metris, Mamak gibi cezaevlerinde uzun süre tutulduktan sonra çoğunlukla haklarında bir yargı kararı olmaksızın ya da bağımsız hakim ilkesinin gözetilmediği adil olmayan mahkemelerde hüküm verilerek, devrimci, yurtsever ve solcu oldukları gerekçesiyle mesleklerinden uzaklaştırılmış olan askerlerin derneği.
Darbe dönemlerinde gasp edilmiş haklarının peşinde 2011 yılından bu yana ADAM, Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri pankartı ile alanlara çıkan eski askerler, kim bu ADAM’lar sorusuna sıklıkla muhatap oldular. On dört yaşında girdikleri askeri okullardan, subay ya da astsubay naspedilmelerine haftalar kala, ya da kışlalarında, gemilerinde görevleri başındayken, “aramızda hainleri barındırmayacağız” diyen, ABD’nin “our boys” (bizimkiler) diye andığı darbecilerin kendilerine tehdit olarak gördüğü askerler bunlar.
Onlar, bugün 60 ve 70’li yaşlarda da olsalar hala kendilerini, ilişiklerinin kesildiği yaşta hisseden ve o gün onları TSK’dan ayıran soldaki duruşlarının, bugün de kendilerine barış, özgürlük ve demokrasi için mücadelede yer almaları sorumluluğunu yüklediğini hisseden eski askerler.
Darbecilerin, mesleklerinden ayırmakla kalmayıp, işe girmeleri yönünde engeller çıkardığı, Harp Okullarından çıkartılanların er olarak ceza niyetine askere yollandığı ve ailelerinin ağır tazminat ödemekle yüz yüze bırakıldığı yıllardan sonra her biri değişik işlerle hayata tutunmaya çalışan bu insanlar, yurdun değişik yerlerine dağıldı. Birçoğu, bulundukları yerlerde demokrasi mücadelesinde saf tuttular. Parti, dernek ve sendikalarda görevler üstlenerek, emek ve demokrasi mücadelesi içinde yer aldılar.
Birlikte Mücadele’nin Güzel Bir Örneği
Her biri solda farklı bir siyasi parti ya da hareketle bağlar kurmuş olsa da ADAM-DER içinde yan yana gelen bu insanlar, bugün ülkemizde gericiliğe, adaletsizliğe karşı mücadelede özlem duyulan birlikte mücadele etmenin, ortak çıkarlar ve hedefler etrafında bir araya gelmenin güzel bir örneğini oluşturuyorlar.
ADAM’lar sadece gasp edilmiş kendi özlük hakları için değil, nerede bir hak arayışı, bir demokrasi mücadelesi varsa orada olmaya, demokrasi mücadelesi veren güçlerle omuz omuza olmaya çalışıyor. ADAM-DER binlerce üyesi olan sendikalar, dernek ve odaların arasında az sayıdaki üye sayısına rağmen, her zaman olabilecek en fazla katılımla, yer yer eş ve çocukları ile mücadele alanlarında gücü oranında yer almaya çalışıyor.
Darbeler Arasındaki Ayrımcılığa Son
12 Eylül 1980 Darbesinin 40ncı yılında Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, Ayrımcılığa İtiraz Ediyoruz, Darbelerle Ayrımsız Hesaplaşılmalıdır başlığı ile bir kampanya başlatıyor. 12 Eylül 2020 Cumartesi günü yapılacak basın toplantısı ile başlayacak kampanyaya, barıştan, emekten, demokrasi ve özgürlüklerden yana tüm yurttaşlar davetli.
Bilindiği gibi, 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra Başbakan Adnan Menderes ve arkadaşlarını idam cezasına çarptıran özel mahkeme Yüksek Adalet Divanı kararlarını hükümsüz hale getiren ve bu kararlardan doğan zararların tazmin edilmesini öngören 7248 sayılı yasa, 1 Temmuz 2020 tarihli Resmi Gazete’ de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Bütün Darbeler Hukuksuzdur
TBMM, 27 Mayıs darbe hukukuna getirdiği eleştiri ile isabetli bir iş yapmış, ancak aynı hukuksuz uygulamaların yaşandığı 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbelerini, yapılan tüm hatırlatmalara rağmen görmezden gelmiştir. 27 Mayıs darbesi sonrasında kurulan Yüksek Adalet Divanı gibi 12 Mart ve 12 Eylül darbeleri sonrasında kurulan sıkıyönetim mahkemeleri de, hâkim güvencesinden ve doğal yargıç ilkesinden yoksun, bağımsız yargı organı niteliği taşımayan mahkemelerdir. Darbelerle yüzleşme ve hesaplaşma adına, 27 Mayıs darbesi sonrasında kurulmuş mahkemenin kararları hükümsüz hale getirilirken, 12 Mart ve 12 Eylül sıkıyönetim mahkemelerinin görmezlikten gelinmesi kabul edilemez.
Askeri Darbelerin Asker Muhalifleri Derneği, bütün darbelerin hukuksuz olduğunu belirtiyor. Ayrım yapılmaksızın tüm darbelerle hesaplaşılmadan ülkemizde demokrasinin işler hale gelemeyeceğini savunuyor ve bu yönde mücadele ediyor. Geçmişin darbeleriyle yüzleşilemediği, gerçek sorumluları ortaya çıkarılıp, bağımsız mahkemelerde yargılanamadığı için bugün hala darbelere kalkışılabiliyor, hala birileri darbe beklentisi içinde olabiliyor.
Darbelerden Tek Adam Diktatörlüğüne
En son 15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişimini fırsat bilip, 20 Temmuz darbesini gerçekleştiren iktidar da bu darbe ikliminden beslenmiş, 12 Eylül 1980 darbesini gerçekleştirenlerin açtığı “ılımlı İslam” modeli yolundan yürüyerek o günlerin hedefi olan tek adam diktatörlüğüne ulaşmıştır. O günü yaratanlar kimlerse, bugünü gerçekleştirenler de aynı güçler, aynı sınıfın mensubudurlar. Bu gerçekliği görmeden, demokrasi mücadelesi verilemez, hak ve özgürlükler kazanılamaz.
ADAM-DER, darbelerle ayrımsız hesaplaşılarak 12 Mart ve 12 Eylül sıkıyönetim mahkemelerinin kararlarını etkisiz hale getirecek yasal düzenlemeler yapılıncaya, demokrasi tüm kurum ve kurallarıyla tesis edilinceye kadar mücadelesini kesintisiz sürdürmeye kararlıdır.
Emekten, demokrasiden, özgürlükten, insan haklarından yana olan tüm yurttaşları ve kurumları bu mücadeleyi birlikte büyütmek için kampanyayı başlatacağımız 12 Eylül 2020 Cumartesi günü saat 14.00’de Kadıköy İskele Meydanı’nda birlikte olmaya çağırıyoruz.
---------------------------
Not: Çetin Ali Nergis, 12 Eylül 2019 tarihinden bu yana ADAM-DER Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini sürdürmektedir.
Yazarın Dİğer Yazıları
Geleceğimizi, doğal afetleri toplu cinayete çevirenlerin elinde bırakmayacağız!
10 Şubat 2023Militarizm eleştirisi içermeyen bir demokrasi mücadelesi olur mu?
12 Kasım 2022Bir Seçime Yaklaşırken, İki Dernek, İki Farklı Tutum
23 Ekim 2021Demokrasi Konferansı; Yeniden Kuruluş İçin Halkçı Bir Seçenek Öneriyor
10 Temmuz 2021Gerici Kuşatma Karşısında Sanatın ve Sanatçının Sorumluluğu
26 Mart 2021Shakespeare'in Kralları'ndan Bugüne...
10 Şubat 2021Saray Rejimi, Salgın Felaketini Büyütüyor
4 Nisan 2020Kaz Dağları’nda Ve Diğer Yerlerdeki Tüm Arama İzinleri İptal Edilsin
18 Ağustos 2019AKP Yönetiminde; Sosyal Devletten, Köleci Devlete
23 Eylül 2018Rejim son eşiği de döndü, diktaya Karşı yeni bir mücadele programı kaçınılmaz
4 Temmuz 2018Şimdi, yeniden 'Bu Daha Başlangıç..' demenin zamanıdır.
23 Haziran 2018Umut içimizde saklı
2 Ocak 2018Hayır'ı Örgütlemek
3 Şubat 2017Şimdi Karar Verme Zamanı!
15 Aralık 2016Ya Birleşik Mücadeleyi Öreceğiz, Ya da Faşizmin Karanlığında yok olacağız!
12 Mayıs 2016Gülay'ın ardından..
27 Kasım 2015Silahların susması yetmez, Türkiye ve Ortadoğu’nun başına bela bu iktidardan da kurtulmalıyız…
11 Ağustos 2015Ağrı Provokasyonu ve HDP’nin Kurşunlanmasının Ardından…
21 Nisan 2015Haziran Seçimleri; Türkiye Solu'nun imtihanı
2 Mart 2015