Adem'in Cehaleti ya da Öküz Altında Buzağı Aramak

Rahmi Yıldırım

26 Ocak 2022
Adem'in Cehaleti ya da Öküz Altında Buzağı Aramak

 Sedef Kabaş’ın ve Sezen Aksu’nun başına gelenlere bakıp ülkenin geleceği adına kaygılanmamak mümkün değil.

Sezen Aksu, yıllar önce söylediği “Şahane Bir Şey Yaşamak” adlı eserinde “Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e” ifadesi geçtiği için, linç etmeye hazır güruha, AKP Genel Başkanı tarafından “O dili kopartmak bizim görevimizdir” denilerek hedef gösterildi. Gazeteci Sedef Kabaş ise siyasal eleştirisini “Taç giyen baş akıllanır. Öküz tahta çıkmakla padişah olmaz, saray ahır olur.” atasözleriyle güçlendirmeye çalıştığı için tutuklandı. 

Bu eleştiride tutuklamayı gerektirecek ne var? Hepimiz günlük hayatta tabiatın dört ayaklı veya kanatlı canlıları dolayımıyla buna benzer övgüler veya yergilerde bulunmuyor muyuz? Bunlar tutuklama gerekçesi olsa memlekette kaç kişi kalır tutuklanmayan? Hem AKP Genel Başkanı yerli yersiz her fırsatta muarızlarına benzer laflar söylemiyor mu? Örneğin daha geçen seçimlerde rakibi Muharrem İnce’ye Ziya Paşa’nın “Zer-dûz pâlân ursan eşek yine eşektir” dizesiyle sataştı. Aynı konuşmasında “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri” atasözünü anımsatarak da kendisini övmeye çalıştı. Başka bir konuşmasında da “Eşek ölür kalır eseri…” dedikten sonra “Pardon pardon” diyerek yanlışını düzeltmişti.

Dediğim gibi dört ayaklı veya kanatlı evcil dostlarımız dolayımıyla yapılan yergilerden o kadar da alınganlık duymamalıyız. Tersi hamlıktır çiğliktir. İktidar hiyerarşisinin en üst basamağına çıkmış siyasetçi, her fırsatta muarızlarına evcil dostlarımız dolayımıyla sataşıyorsa, kendisine aynı üslupla karşılık verileceğini kabul etmelidir.

***

Olayın espri mizah kaldırır bir yanı yok ama Sedef Kabaş “Aslan tahta çıkmakla kral olmaz ama…” dese yine tutuklanır mıydı? Ya da mahkemede şöyle bir savunma yapsa, kendisini tutuklayan savcı, yargıç ve cümle ahali ne düşünürler acaba?

Yargıç: AKP Genel Başkanı’na neden hakaret ettin?

Sedef: Süleyman Soylu hakaret etti, bakan oldu. Numan Kurtulmuş hakaret etti, yardımcısı oldu. Devlet Bahçeli hakaret etti, iktidar ortağı oldu. Benim de kendimce bir kariyer planım var.

Sedef Kabaş kendisini nasıl savunacak bilinmez ama böyle bir savunma yapsa taşı gediğine koymuş olmaz mı?

Sahi Devlet Bahçeli, Süleyman Soylu, Numan Kurtulmuş, Tayyip Erdoğan için geçmişte neler söylemişlerdi? Tayyip Erdoğan maruz kaldığı hakaretlere nasıl karşılık vermişti? Hatırlamak bile insanın içini daraltır. Onca hakaretlerden sonra birbirlerinin yüzüne nasıl bakıyorlar, nasıl birlikte siyaset yapıyorlar? Alaturka siyaset böyle bir şey mi? Alaturka siyaset böyleyse, o hakaretleri kan davasına dönüştürmeyen AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Sedef Kabaş’ın telaffuz ettiği atasözlerini (olgunluk gösterip) duymazlıktan gelemez miydi? Benimki de saflık işte. Düzce Milletvekili Fevai Arslan’ın “O Allah’ın tüm vasıflarını üzerinde toplayan bir lider” diyerek işlediği şirk günahına itiraz etmeyen şahıstan atasözlerinden alınganlık duymamasını bekliyorum. Ne demeli? Vermeyince mabut neylesin Sultan Mahmut! Umarım işgüzar bir savcı da bu hikâyeye aklını takıp öküz altında buzağı aramaya kalkmaz.

***

Sezen Aksu’nun şarkısına gösterilen tepkilerin serencamı da bundan farklı değil. Şarkıda geçen “Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem’e” ifadesine kalpleri beyinleri taassupla taşlaşmış güruhun gösterdiği tepkinin ardı arkası gelmiyor. Son olarak kendilerini 15 Temmuz Şehitler ve Gaziler Platformu olarak adlandıran bir güruh, “İçişleri Bakanımızın da dediği gibi, ‘beyinlerine kafalarına sıkacağız, dillerini keseceğiz” diyerek tehdit etti.

En hazin olanı ise, devlet erkini tek başına elinde tutan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın (hem de cami içinde) “O dili kopartmak bizim görevimizdir” diyerek, Sezen Aksu’yu hedef göstermesi. Yakın siyasi tarihte örneği var mı, şu an aklıma gelmiyor. Olsa olsa Kenan Evren benzer şeyler söylemiştir.

Sezen Aksu, muhatabının yerin dibine girmesini gerektiren yanıtıyla yüreklere su serpti. Yürek hakkıyla tarihe geçen bu yanıt sonrasında ne söylense çokça anlamlı olmaz. Bazı entelektüeller “E canım, Âdem ile Havva çok mu bilgiliydiler? Şeytana uyup Allah’ın yasak ettiği meyveyi yemeleri cahil olduklarını göstermiyor mu? Âdem Havva masalına inananlar, kardeşin kardeşle evlendiğine, insanların bu şekilde çoğaldıklarına da mı inanıyorlar? Kardeşiyle birleşerek çoğalmak, ilahi iradeye yaraşır mı?” gibi teolojik mevzilerde akıl yürütmeye, ortamı sakinleştirmeye çalışıyorlar. Yerinde ve mantıklı sorular ama bu çabalar da linç heveslisi güruhu caydırmaya yetmez. Kalpleri beyinleri taşlaşmış güruhla akıl ve mantık ölçüleri içinde tartışmak pek mümkün olmuyor.

İnsan yine de düşünmeden edemiyor. Bir söze, bir şarkıya, bir karikatüre, bir ironiye tahammülsüz güruhlar nasıl da bu kadar çoklar ve iktidarı etkileyebiliyorlar?

İktidar partisinin genel başkanı, bu güruhun desteğinden vazgeçmeyecek kadar basiret yoksulu mudur?

Yoksa, “Türkiye’nin Taliban’ın inancıyla alakalı ters bir yanı yok” sözleri, diplomatik bir iltifatın ötesinde, gerçekten inanç ve zihniyet kardeşliğinin itirafı mıdır?


Geçmişte “aile ortamında çekilmiş” sözleriyle açıkladığı fotoğrafın da gösterdiği üzere, gerçekten Taliban ile zihniyet ve inanç kardeşliği var anlaşılan. Taliban Afganistan’ı nasıl yönetmeye çalışıyorsa AKP Genel Başkanı da Türkiye’yi öyle yönetmek istiyor. Dün aydınların kanıyla banyo yapmakla tehdit eden Sedat Peker’in sırtı sıvazlanıyordu, bugün kafalara beyinlere sıkmakla tehdit edenlerin. Kendisi de dil kopartmaktan söz ediyor; Sezen Aksu ve Sedef Kabaş üzerinden bütün ülkeye korku salıyor, kimse sesini çıkarmasın istiyor. Halkı, emekçileri özellikle de yoksulları din sömürüsüyle kutuplaştırarak azalan seçmen desteğini konsolide etmeye çalışıyor. 

Bilinmeli ki, baskıyla korkuyla kimse iktidarını koruyamadı. En naif deyişle, dünya Sultan Süleyman’a da kalmadı. Kişi ne kadar zengin ve muktedir olursa olsun, göçüp gidecektir. Tayyip Erdoğan’ın da anımsattığı üzere “Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…