Gece dışarı çıkma, kalabalıklara karışma, onu bunu giyme derken şimdi de sanal âlemde kimliğini gizle. Peki, ama neden? Kadınlar bin yıllardan beri kendilerine reva görülen sessizlik ve toplumun dışında tutulmayla yalnızlaştırılmışken, üç, dört erkeğin sanal âlemde bir kadının mahrem yerlerine dokunması karşısında “ama sende” ile başlayan cümleler kurmak yerine sanal âlemi ve tabi ki gerçek dünyayı tacizcilerden arındırıcı politikalar üretmek en acil ihtiyacımız olan şey hiç kuşkusuz.
Hayatlarımız her geçen gün çok hızlı bir şekilde gerçeklik âleminden sanal âleme doğru evriliyor ve bu evrilme sürecinde, bize çok yabancı kavramlarla karşı karşıya kalıyoruz. Ama sorun şu ki, bu kavramlar bizim dünyamızda şu anki kavrayışımızla bir anlam ifade etmiyor ve bu anlamsızlık içinde birileri bizler için yeni bir dünya üzeni inşa ediyor. Bu düzenin adına da Metaverse diyorlar.
Metaverse ile ilgili okumalarım sonucunda, zihnimde direkt canlanan kadınların sanal âlemdeki varlıkları sorusu oldu. Gerçek dünyada her gün tacize, şiddete maruz kalan kadınlar, sanal âlemde de bu tarz zorbalıkların muhatabı olacaklar mıydı? Ve ilginçtir, çok kısa bir süre içerisinde Metaverse sanal dünyasında kadına karşı taciz vakası ortaya çıktı. Bu konuya değineceğim ama öncesinde kısaca Metaverse kavramına bakalım.
Meta yunanca kaynaklı olup sonrası anlamına geliyor. Universe ise evren anlamında, birleştirdiğimizde de evren ötesi gibi bir şey ortaya çıkıyor. Çok kaba anlatımıyla evlerimizde otururken takacağımız 3 boyutlu gözlüklerle sanal âlemde alışveriş yapıp, konser ve diğer etkinliklerde bulunabileceğimiz, şehirler hatta ülkelerarası dolaşabileceğimiz bir alan. Bununla da kalmıyor, Metaverse alanından arazi satın alıyor insanlar çılgınlar gibi. Gerçek dünya gibi Metaverse de kara parçalarından oluşuyor aslında. Bu kara parçaları, blok zincirinde NFT'ler (bir değere sahip olan ve tahsil edilebilen dijital bir varlık, yani kripto para) olarak temsil ediliyor ve onları elinde tutan kişiye de tam mülkiyet veriyor.
NTV'de yer alan habere göre popüler Metaverse platformu OVR'de Türkiye'den 20 binden fazla parsel satılırken, İstanbul'da ise başta boğaz hattı olmak üzere 11 binden fazla parsel kullanıcılar tarafından satın alınmış. Kimi yatırımcılar Metaverse arsa fiyatlarının ileride 200 kat kadar artacağını bile söylüyorlar. Hep birlikte izleyip göreceğiz ama olması muhtemel gibi gözüküyor. Hali hazırda Nike, Adidas, Zara, H&M gibi büyük mağazalar bu sanal âlemde mağazalarını açtılar bile. Günümüzde daha genç kuşaklar internet alışverişini bolca yaparken, daha ileri yaşta olanlar denemeden, ellemeden bir şey satın almasalar da, bugünün internet alışverişi yapan kişileri yarın gelecek, gözlüklerini takınıp bu sanal alemdeki mağazalara uğrayıp kıyafetleri deneyip, sonra da online olarak bu kıyafetleri satın alacaklar. Aslına bakarsanız kapitalist sistemin cebimizdekini daha kolaylıkla ele geçirebilmesi için planlanmış yeni bir dünya burası. Metaverse içinde gerçek şehirler de yerini almaya başladı. İlk adım atan şehir Seul oldu. Sanal gerçeklik donanımlarıyla şehir sakinleri evlerinden çıkmadan devlet işlemlerini yapabilecekler. Sanal bir belediye ofisi de kurmayı planlayan Seul, üç boyutlu belediye avatarları ile kamu hizmeti vermeyi planlıyor.
Sadece bu da değil, sanat da bu sanal dünyaya taşınıyor. Tabloların sergileneceği galeriler açılırken birer birer, sanatçılar şimdiden Metaverse alanda konserler vermeye başladılar bile. Bu alanın ülkemizdeki ilk temsilcisi de sanatçı Kalben oldu.
Gene bu alanda karşımıza çıkan bir diğer kavram da Avatar. Genelde kullanılan Avatar kelimesi, internette msn, messenger veya çeşitli web sitelerinde kullanılan, kişilerin küçük boyutlu görseline verilen ad. Etimolojik olarak ise Avatar kelimesi Sanskritçe "iniş" kelimesinden türetilmiştir, özellikle yeryüzüne inen ve insansı bir form alan tanrılara atıfta bulunur. Şu an yapılan Zoom toplantılarında nasıl ekranda canlı görüntümüz oluyorsa ileride, daha rahat olabilmek adına bu Avatarlarımızla ekran başında olacağımızı imgelemeye çalışın isterseniz. Dediğim gibi kavramlar bize uzak olunca zihin dünyamızda anlama kavuşması da kolay olmuyor. Oysaki kasım ayında Microsoft, video konferans uygulaması Teams’te sanal ve gerçek dünyayı bir arada kullanacağını duyurdu bile.
Gene Facebook’da, sanal gerçeklik üzerine kurgulanan uzaktan çalışma uygulamasının test sürümünü daha önce başlatmıştı. Bu uygulama, kullanıcıların yine şirkete ait Oculus Quest 2 adlı sanal gerçeklik başlıkları takmalarını gerektiriyor ve çalışanlar, tıpkı ofis ortamındaymış gibi toplantılar gerçekleştirebiliyor.
Yani şöyle ki, gözlüklerinizi takacaksınız ve her birinizin sizi ifade eden bir Avatarı olacak ve sanal âlemde dolaşacaksınız. Bu Avatarlar sizin fiziksel özelliğinize çok yakın olarak sizi ifade edebilecek şekilde olabileceği şekilde, ayrıca istediğiniz kılıkta da dolaşabileceksiniz sanal âlemde. Düşünsenize bir zamanlar oldukça popüler olan “Tanrım beni Baştan Yarat” şarkısı gerçek oluyor sanki. Beden politikaları ile kuşatılmış kadın ve erkekler bu evrende istedikleri görünümde rahatlıkla dolaşabilecekler. Üç boyutlu filmleri hatırlayın, artık filmi izlemekle kalmayacak, bizzat o filmin içinde yer alacaksınız. Gerçekten ilginç ve ilginç olduğu kadar da suiistimale açık bir dünya değil mi, özellikle de dezavantajlı grupların başını çeken kadın ve çocuklar için.
Şimdi gelelim Metaverse dünyasında yaşanan ilk taciz olayına. Nina Patel 43 yaşında İngiliz bir psikoterapist, ayrıca araştırmacı. Patel, geçtiğimiz günlerde bu sanal dünyaya adım atıyor ve hemen ardından yaşadıklarını şu şekilde dile getiriyor. "Katılmamdan sonraki 60 saniye içinde sözlü ve cinsel tacize uğradım, esasen erkek sesli üç ila dört erkek Avatar, Sanal olarak Avatarıma tecavüz etti ve fotoğraf çekti. Ben kaçmaya çalışırken, hoşlanmıyormuş gibi yapma' diye bağırdılar.” Olayın kendisinin yeterince trajik olmasının yanı sıra, Patel’in açıklamasının altına yapılan yorumlar daha da trajik. “Kadın Avatarı seçmeseydin, “aptal olma, gerçek değildi” .
Diana Scully, 114 mahkûm tecavüzcü ve 75 diğer suçlu grubuyla toplam 700 saat süre ile görüşmeler yaprak, bu alandaki çalışmalarını “Cinsel şiddeti Anlamak” Tutuklu tecavüzcü erkekler üzerine bir deneme adlı kitapta bizlere sunmuştur. Görüşme sonuçlarına göre, tecavüzcü erkeklerin % 72'si işledikleri suçu kabul ederken, % 66’sı ise yaptıkları eylemi tecavüz olarak değerlendirmeyip suçu reddettiklerini bildirmişlerdir. Kitapta “inkârcı” olarak adlandırılan bu grup tecavüzü haklı kılan gerekçeler üretmişlerdir. Kadının baştan çıkarıcı tavırları, kadınlar aslında hayır derken, evet derler, kadınlar sonunda gevşer ve bu işten zevk alırlar, iyi kızlara tecavüz edilmez gibi kalıp yargılar tecavüzcülerin eylemlerini meşru kılma adına öne sürdükleri sebepler olarak karşımıza çıkar.
Açıkçası bu yargıları Nina Patel’in yaşadığı taciz olayında kendisine saldıran erkek Avatarların 'hoşlanmıyormuş gibi yapma' cümlesinde de rahatlıkla görebiliyoruz. Ayrıca gönderi altına yapılan yorumlarda, “Kadın Avatarı” seçme, denmesi “aptal olma, gerçek değildi” gibi cümleler hem kadını aşağılamak, hem de mağduru suçlamak adına önemli örnekler. Kısaca dünyanın her yerinde fiziki olarak tehdit ve tehlike altında olan kadınları sanal âlemde de çok farklı bir dünya beklemiyor. Şu bir gerçek ki, fiziki güç farkındalığı nedeniyle kadına her yerde istediği üstünlüğü kurabileceğini düşünen eril düşünce yapısı değişmeden, kadının varlığı her yerde erkekler tarafından potansiyel bir saldırı altında. Bununla birlikte “Hayır’ın Hayır demek” olduğunu söylemekten yıllardır vazgeçmedi kadınlar ve vazgeçmeyecekler de. Kadınlar sevmiyormuş gibi yapmazlar, sevmiyorlarsa sevmediklerini, istemiyorlarsa istemediklerini söylerler. Asıl sorgulanması gereken, kadının söylediklerinin altında başka anlamlar arayan, kadını söylemediklerinden ötürü sözüm ona cezalandıran o küçük beyinleri ve bu beyinlerin sulanmasını sağlayan kültürel kodları sorgulamaktır.
Gece dışarı çıkan kadınlar, potansiyel olarak tüm tehditlere açıktır ve bunun sonucuna da katlanırlar. Şeklindeki kalıp yargılar, Metaverse örneğinde “sen de kadın görünümlü bir Avatar” seçmeseydin cümlesinde biçim değiştirerek bugün hala karşımıza çıkmaktadır. Gece dışarı çıkma, kalabalıklara karışma, onu bunu giyme derken şimdi de sanal âlemde kimliğini gizle. Peki, ama neden? Kadınlar bin yıllardan beri kendilerine reva görülen sessizlik ve toplumun dışında tutulmayla yalnızlaştırılmışken, üç, dört erkeğin sanal âlemde bir kadının mahrem yerlerine dokunması karşısında “ama sende” ile başlayan cümleler kurmak yerine sanal âlemi ve tabi ki gerçek dünyayı tacizcilerden arındırıcı politikalar üretmek en acil ihtiyacımız olan şey hiç kuşkusuz.
Yazarın Dİğer Yazıları
Çölde Vaha Misali Bir Etkinlik
8 Ağustos 2023Afetler Ayrımcılık Yapmaz, İnsanlar Yapar
13 Şubat 2023Afgan kadınlar köleyken biz özgür olabilir miyiz?
13 Ocak 2023Suçlu bulundu : İç Barışı Tehdit Eden Kadınlar!
25 Kasım 2022Kafeslere sığmayan bedenler
11 Temmuz 2022Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet
10 Nisan 2022Fıs Fıs İsmail, Will Smith ve Bir Süreklilik Teması Olarak Ataerkillik
3 Nisan 2022Eril Aktörlerin Yitik Kurbanları
27 Mart 2022Dünya emekçi kadınlar gününde elleri düşünmek
7 Mart 2022Sen Ne Çektin Be Havva
26 Ocak 2022Başarılı kadınların enselerinde vızıldayan erkekler
12 Ekim 2021İşgal ve İç Savaşın Ardından, Gericiliğin Kıskacında Afgan Kadınları
17 Ağustos 2021Peki ya insanın ürettiği kesin olan şiddet virüsünün aşısı?
11 Ağustos 2021Özgürlüğe Pedallayın Kadınlar!
5 Haziran 2021Kadın Katillerini Yetiştiren Kim?
1 Nisan 2021Kadınların Sahnesi Yeni Başlıyor
27 Mart 2021Hepimizin İçinden Yükselen Seslerin, Soruların Yankılandığı Bir Kitap; Uğultular
1 Mart 2021Makbul Analık Sorgusu
9 Şubat 2021Bir Sonra Katledilecek Kadın Ya Sen İsen?
5 Şubat 2021