‘’Tanrı herkesi hür yarattı, doğa kimseyi köle yapmamıştır.’’ (Alkidamas)
Köle ayaklanması denilince ilk akla gelen şüphesiz Spartaküs’tür. Roma dönemine ait olan bu köle isyanını herkes bilir de İslamiyet dönemine ait ayaklanmayı pek bilen yoktur. Bu yazımda Abbasi İmparatorluğu devrindeki Arap toplumunda yaşanan “Zenci Köle” isyanını anlatmaya çalışacağım. Tabii öncülü Spartaküs isyanını anlatmayı unutmadan.
Hani denir ya özgürlüğün kısıtlanması ve çok çalışma hallerinde “köle miyim ben” veya“köle gibi çalıştım” diye. Kaynağı çağlar öncesine dayanır bu deyim, hem de en acı,en utanç verici haliyle. Kölelerin doğuşu uygarlığın başlangıcı kadar eskidir. Hatta bugünkü gözle bakarsak uygarlıkta ileri bir aşama olarak bile kabul edebiliriz. Zira daha öncesinde birbiriyle savaşan kabilelerde, tutsak alınan kişiler ya öldürülüyor ya da yeniliyordu. Evet yanlış duymadınız..! Yamyam veya barbar denilen savaşçılar esirlerini resmen yiyorlardı. Sonra nasıl keşfetmişlerse, tutsak ettiklerine iş gördürmeye başlamışlar. Bakmışlar ki böyle hayat daha güzel, yavaş yavaş kölelik ortaya çıkmış. Tabii, yüzyılları almış bu değişim. Mezopotamya uygarlıklarından tutun da Sümerlere, Babillilere, Hititlere kadar hemen her toplumda var olagelmiş. Ünlü Hammurabi kanunlarında köleliğe dair onlarca madde yer almış
Esas konumuza geçmeden önce, köleler nasıl elde edilirmiş kısaca ona değinelim.
Bir kere köleliğin en büyük kaynağı savaş esirleriydi.
İkinci olarak; borçlu düşen kişi mahkeme kararıyla köle ilan edilebilirdi ki bu genelde geçici kölelik oluyordu. İşlediği bir suç yüzünden mahkûmlara kölelik cezası verilirdi. Kölelerin çocukları doğal köle sayılırdı.
SPARTAKÜS
Boyunlarında ve ayaklarında zincirlerle en ağır işlerde çalıştırılan kölelerin hiçbir hakları yoktu. Karın tokluğu bile denilemeyecek koşullarda çalıştırılıyorlardı. Bu ağır çalışma ve zulme dayanamayan köleler zaman zaman başkaldırıda bulunuyorlardı. Çok çok eski zamanlarda olan bu isyanların ancak bir kısmı tespit edilebilmiştir. Roma coğrafyası içinde yaşanan ilk ayaklanmanın M.Ö 139 yılında, ikincisinin M.Ö . 104 tarihinde meydana geldiği söylenir. Ancak tarihsel kaynaklara göre hiç biri Spartaküs liderliğindeki ayaklanma kadar etkili olmamıştır. Başarılı bir asker ve bir köle olan Spartaküs, M.Ö 73 yılında Roma sınırları içinde acımasız yaşam koşullarına karşı ayaklanır. Çevresine binlerce kölenin toplanması gecikmez. İki yıl boyunca süren bu büyük hareket kanlı bir şekilde bastırılır. Beş bin isyancı köle, kilometrelerce alanda çarmıha gerilir ve kızgın güneşin altında ölüme terk edilir.
SPARTAKÜS İSYANININ SONUÇLARI
Şair Ferruzat’ın bir dizesinde dediği gibi; “Kuş ölür sen uçuşu hatırla”. İsyancılar ölmüş ama geride kalanlara küçümsenmeyecek kazanımlar bırakmışlardır. O kanlı olaydan sonra efendiler kölelerden korkar olmuşlardır. Bir yazıda rastladım şaşırmadım desem yalan olur; efendilerin eşleri olan kadınlar, çiftliklerinde kölelerle yalnız kalmamaya çalışmışlardır. Bu korku kölelere daha iyi davranılmasının yollarını açarken diğer yandan iş gücü ihtiyacı için köylü emeğine başvurulmaya başlanmıştır. Doğal olarak çok yaygın olarak kullanılan kölecilik hızla azalmıştır.
Köle savaşlarının sonunda Roma imparatorluğunun hazinesi epeyce azalmış, mali sistemi sarsılmıştır.
ZENCİ İSYANI
Türkçede, “Zenci” isyanı olarak geçen kavram Arapçada “Zenc”olarak geçer. Bu kelime, Türkçe sözlükte “aşırı susuzluk; boynu uzun, hızlı koşan kimse” anlamlarına gelir. Diğer yandan “zenc” sözcüğü Müslüman yazarlar tarafından Doğu Afrika’dan getirilen köleleri tanımlamak için kullanılmıştır.
Zenci ayaklanması, 14 yıl gibi uzun bir sürede yöneticilere kök söktüren bir isyandır. Bu isyandan önce de zaman zaman kalkışmalar da olmuştur. Irak’ın Basra kentinde yaşanan bu başkaldırılar, 691-695 ve 760 tarihlerinde yaşanmış ancak en büyük ve sarsıcı ayaklanma 869 yılında meydana gelmiştir. İsyanın lideri; Ali bin Muhammed’dir. Babası özgür, annesi köledir. Peygamber soyuna dayandığı rivayet olunur. Ali bin Muhammed şair bir kimliğe de sahiptir. Kölelerin çektiği ızdıraba dayanamayarak onları örgütlediği söylenir.
Afrika‘dan getirilen siyah derili köleler; Irak’ın Basra bölgesindeki bataklık yerleri tuzdan temizlemek için pirinç ve şeker kamışı üretiyorlardı. Bu üretimi yapmak adına insanlık dışı şartlarda çalışıyorlardı. Onlara yatacak yer bile verilmiyordu. 869 yılında, Ali bin Muhammed önderliğinde köleler ayaklanır. Tarihte görülmemiş bir isyan ve öfkeye tanık olunur.
İsyancılar Übülle, Abadan, Ahvaz ve Basra gibi birçok yeri ele geçirirler.
Ulaşabildikleri tüm yerleri yağmalarlar, yollarda pusu kurup kervanları soyarlar.
Elde ettikleri malları kölelere dağıtırlar. Kurdukları kentte, kimsenin aç ve açıkta kalmayacak şekilde adil paylaşım gerçekleşir. Nitekim köle olmayan ama yoksul duruma düşen halklar da yanlarına gelirler. Nüfusları 500 bini aşar. İnşa ettikleri şehre, “seçkin/seçilmiş” anlamına gelen “Muhtara” ismi verilir. O kadar güç kazanırlar ki para bastırmış, bayrak kullanmış ve hutbe okutmuşlardır. İktidarları, on dört yılı boyunca devam etmiştir.
Abbasiler, Zencileri ortadan kaldırmak için defalarca saldırmalarına rağmen başaramazlar. En sonunda Horasan’dan (İran ve Afganistan tarafından) paralı Türk askeri getirmişlerdir. Edindikleri bu takviye güç sayesinde Ali bin Muhammed ve adamlarını yenebilmişlerdir. Bahsedilen askerler, Muhtara şehrini basarak binlerce köleyi kılıçtan geçirirler. Ali bin Muhammed’in kesilen kellesi ibret olsun diye mızrak ucunda şehir şehir gezdirilir. Ayaklanmaya katılmadığı halde Muhtara’da yaşayan on binlerce suçsuz insan çocuk, kadın, yaşlı demeden katledilmiştir. Bugün Muhtara şehrinin yeri kırlık bir alandır. Üzerinde hiçbir şey yoktur.
Kural gereği savaş zamanında kadar katliam olmuşsa bile binalara, yerleşim yerlerine, imarethanelere falan dokunulmaz. Ama bu savaşta görülmedik bir intikam ateşi yanar. Ne var ne yok kül edilir. Efsane şehir Muhtara’da hiçbir şey canlı bırakmaz. Bir yaprak bile…
Denilir ki; ölenlerin arkasından ağıt yakacak kimse kalmamıştı.(İhsan Eliaçık)
ZENCİ İSYANININ SONUÇLARI
İsyanın etkileri azımsanmayacak boyuttadır. Abbasilerle savaş halinde olan Bizanslılar, ilk defa bu dönemde Arap topraklarından kazanım elde ederler.
Çünkü isyanı bastıran Abbasi Devleti takatten düşmüştür. Diğer devletlere karşı savaşacak mecali kalmamıştır. Dolayısıyla fetihler sırasında ciddi kayıplar yaşamıştır.
Öyle ki; Efendiler kölelerinden korkmuş, kimseye eskisi gibi kötü davranamamıştır.
Zenci köle çalıştırmaya kimse cesaret etmemiştir.
İsyan sonrası dönemde Afrika’dan getirilen köle ticaretinde yarım asra yakın ciddi azalma olur.
Başkaldırı kendi adil dünyasının kuramaz ama özgürlükçü ve insancıl nitelik taşıyan Karmati halk hareketinin önünü açar. Resmi İslam anlayışına muhalifliğiyle ünlenen radikal Bâtınî İsmaili hareketinin yayılmasını hızlandırır.
Kısacası, Zenci ayaklanmasının İslam dünyasında uygarlık yolunda önemli bir mihenk taşı olmuştur diyebiliriz.
Bu isyanların başarısız olmasının şüphesiz tek bir nedeni yoktur. Her iki isyan da biri Roma diğeri Abbasiler olmak üzere düzenli orduya sahip devletlere karşı yapılmıştır. Oysa kölelerin hiçbir askeri tecrübesi yoktur. Kölelerin kurduğu düzen halkı mutlu edememiştir. Çünkü var olan düzenin yerine yenisini koyamamışlardır. Yönetim boşluğu, beraberinde yeniligiyi getirmiştir.
Gerek Spartaküs, gerekse Ali B. Muhammed’in başlattığı isyanların bedeli her iki taraf için de ağır olmuştur. Ancak insanlık yolunda önemli bir ilerlemenin temel taşlarından biri döşenmiştir. Biri batıda diğeri doğuda, biri milattan önce diğeri milattan sonra olan bu isyanların arasında bin yıl gibi bir süre olsa da sebep aynıdır:. Özgürlük ve ekmek!
Bugün “Gezi Eylemi” olarak anılan halk hareketi Spartaküs ve Zenci isyanından kalan bir mirastır. Gezi Direnişi bastırılan bir eylem olsa da etkileri bugün nasıl devam ediyorsa ve halklar lehine oluyorsa bu etkiler yarın da sürecektir..! Ülkemizde yükselen kadın mücadelesinin yeşermesi Gezi sebebiyledir.
Zenci isyanı bazı İslamcı yazarlar tarafından hor görülür, çarpıtılır, küçümsenir. Gezi eylemi de aynı iftiralarla karşılaşmıştır. Ancak eninde sonunda tarih gereken cevabı verir. Yağmur gibi yağan zamların altında inleyen halk da ekmeğine ve özgürlüğüne sahip çıkar. Hiç kuşkunuz olmasın.
Yararlanılan kaynaklar.
Doğu Afrika kökenli siyahi bir grup.
Mustafa Demirci
Ali b. Muhammed ez-Zenci, Hakkı dursun Yıldız
3- Dokuz Eylül Üniversitesi yüksek lisans tezi
Abbasiler tarihinde (h.255-270/m.869-883) Zenci isyanı, sebep ve sonuçları
Musa Baydar
4-İhsan Eliaçık Youtube
5-İslam Ansiklopedisi
Yazarın Dİğer Yazıları
Tanrıça Demeter ve Akbelen
6 Ağustos 2023Örgütlü Mücadelenin Gücü
23 Mart 2023Göçebe toplumlardan bugüne Göçler
4 Mart 2023Deprem!
19 Şubat 2023Serol Teber
25 Ocak 2023Mahsa Amini ve Mücadeleci tüm kadınlara
9 Ekim 2022Rıza Şehri
29 Nisan 2022Baharın Mitosları
28 Mart 2022cam tavan etkisi
3 Mart 2022Mitoloji öğretiyor
23 Şubat 2022Yunus Emre
31 Ekim 2021Halide Edip Adıvar
8 Ağustos 2021Özgürlük (2)
17 Temmuz 2021Özgürlük -1
29 Haziran 2021Yalnızlık ve halleri
16 Haziran 2021Zabel Yeseyan
3 Haziran 2021Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadın Dergileri
16 Mayıs 2021Osmanlı'dan Cumhuriyet'e kadın Dernekleri
27 Nisan 2021Bacıyan-ı Rum: Anadolu Kadınlar Birliği
11 Nisan 2021