Kürtler Özgür Değilse..

Rahmi Yıldırım

20 Kasım 2022
Kürtler Özgür Değilse..

Şunu en başta vurgulayalım: İster devlet ister devletle savaşan bir örgüt; kim yapmış olursa olsun, sivil halkı hedef alan silahlı eylemler terör eylemidir. Köylerde, kasabalarda, kentlerin en kalabalık caddelerinde meydanlarında, stadyumda parkta vs yerlerde bomba patlatmak, sivilleri kurşunlamak tartışmasız terör eylemidir, insanlık suçudur. Siyasi mesaj amacı taşıması o eylemi terör eylemi olmaktan çıkarmaz. 

İstanbul İstiklal Caddesi’nde altı kişinin katledildiği onlarca kişinin yaralandığı bombalı saldırı hiç tartışmasız terör eylemidir. Saldırının haberi ekranlara düşer düşmez akla ilk PKK’nin veya IŞİD’in gelmesi de nedensiz değildir. Çünkü her ikisi de bu tür terör eylemlerinin olağan şüphelisidir, sicil kayıtları terör eylemleriyle fazlasıyla doludur. 

*** 

RESMİ AÇIKLAMALAR NE KADAR İNANDIRICI? 

Resmi açıklamaya göre bombayı “PKK/PYD/YPG’nin özel istihbarat elemanı” olarak eğittiği kadın patlatmış. Kadın “Talimatı Kobanê’den alıp Afrin üzerinden Türkiye’ye girdiğini” itiraf etmiş. Yakalanmasaymış öldürülecekmiş ya da Yunanistan’a kaçırılacakmış… 

İktidar ve medyada üslenmiş besleme kalemşorlar resmi açıklamalara inanmamızı istiyorlar ama resmi açıklamayı şüpheyle karşılamak için yeterince deneyimliyiz. Geçmişte benzer nice terör eyleminden sonra o kadar çok yalan söylediler, kamuoyunu o kadar aptal yerine koydular ki, terörü önlemek ve güvenliği sağlamakla resmen görevli olanların bile terörün neresinde olduklarına ilişkin şüphe zihnimizi hep meşgul etti.  

İstiklal Caddesi saldırısının kendisi ve saldırıya ilişkin resmi açıklamalar da bir dizi çelişki ve yanıtlanmaya muhtaç onlarca soru içeriyor. Esasen resmi açıklamaların bunca soruyu akıllara düşürmesi başlı başına bir sorundur; ülkenin nasıl uğursuz senaryolara provokasyonlara açık olduğunun işaretidir. İktidarın, PKK’nin (veya IŞİD’in) yanıltmalarına manipülasyonlarına provokasyonlarına karşı zihnimizi bilincimizi berrak tutabilmek için kuşkulanmaktan sormaktan başka çare yoktur. 

*** 

YANIT BEKLEYEN SORULAR 

Eylem kararını gerçekten PYD/YPG mi verdi? Bölgede ABD’nin şemsiyesi altında barınabilen PYD/YPG, (tam da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD Başkanı Biden ile yapacağı görüşmenin hemen öncesinde) hamisini zor durumda bırakacak bir adımı atmış olabilir mi?  

İktidar seçimler öncesinde Suriye Kürtlerine operasyon yapmak istiyor, ancak bunun için ABD’den beklediği izni alamıyor da sınır ötesi operasyonun altyapısı mı hazırlanmak isteniyor? 

PKK’nin (aradan 24 saat geçtikten sonra olsa da) İstiklal Caddesi saldırısını sahiplenmemesi ne anlama geliyor? PKK’nin “biz yapmadık” demesi elbette kendisini aklamaya yetmez. Örgüt zaten “PKK böyle bir şey yapmaz” dedirtecek sicile sahip değil; geçmişte bu tür saldırıları doğrudan ya da dolaylı olarak sahiplendiğini belirtmeye gerek yok. 

Resmi açıklamada öne sürüldüğü gibi saldırı PKK tarafından gerçekleştirildiyse, eylemci kadın öldürülecek idiyse, sonradan öldürmek yerine neden ‘intihar eylemcisi’ kullanılmadı? 

 Resmi açıklamada öne sürüldüğü gibi eylemci kadın “PKK/PYD/YPG’nin özel istihbarat elemanı” olarak eğittiği bir militan ise, neden kamuflaj kıyafetiyle eyleme gönderildi; bombayı bıraktıktan sonra neden hızlıca kaçarak kendisini belli etti? Eylem kıyafetini yok etmek yerine, delil olmak üzere neden kaldığı eve kadar taşıdı? Kadının eylem tarzı ve yakalanma biçimi hiç de “özel olarak eğitilmiş istihbarat elemanı” tanımına uymuyor. Selahattin Demirtaş’ın ifadesiyle “Bombacı diye yakalanan, istihbarat eğitimi aldığı duyurulan ve ‘her şeyiyle’ ‘İşte buradayım, beni yakalayın’ diyen, yakalandığında da şaşkın ördeğe dönüp üstüne New York yazılı tişört geçirilip fotoğraf çektirilen kişi gerçekte kim? Bu katliamı kimin adına yaptı?” 

Eylemci kadının giysisindeki ‘New York’ yazısından Amerikan bağlantısı kurulabildiğine göre aynı mantıkla cep telefonundaki arama kayıtlarından hareketle bir MHP ilçe başkanı da göz altına alınmış olmalıydı. Öyle ya; değil arama kaydı, telefonun aynı bölgede sinyal vermesinin bile mahkumiyete yeterli delil sayıldığı bir ülke burası. Arama kaydı MHP ilçe başkanına değil de HDP veya başka bir muhalefet partisinin ilçe başkanına ait olsaydı, neler olurdu neler? Canlı yayın araçları eşliğinde operasyon, muhalefeti terörle eşleyen resmi açıklamalar, muhalefeti şeytanlaştıran besleme medyatörler vs... 

Hürriyet gazetesi yönetmeni, “bomba patlar patlamaz akla ilk olarak seçimi getirmenin insanlıktan çıkmak” olduğunu yazmış. O da biliyor ki, bomba patlar patlamaz akla hemen seçimin gelmesi nedensiz değil. IŞİD’in 10 Ekim 2015 Ankara Katliamı’ndan sonra dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu “Ankara’daki terör saldırısı sonrasında anket yaptık, kamuoyunun nabzını tutuyoruz, oylarımızda yükseliş trendi var” demişti. Bu sözler terörist saldırılardan en çok kimin medet umduğu, kimin çıkar sağladığı sorusunun yanıtıdır. Bilinir ki, demokrasiye kapalı faşizme açık iktidarlar terörden beslenirler, sorgulama güdüsünden yoksun yığınlar nezdindeki meşruiyetlerini terör sayesinde kazanırlar. Öyle ki, 251 kişinin katledildiği darbe girişimi bile (daha girişim bastırılmamışken) “Allah’ın lütfu” sayılmıştı. 

*** 

‘GÜVENLİ BÖLGE’NİN GÜVENSİZLİĞİ 

Sorular çelişkiler dizisi uzatılabilir. Kısaca değerlendirmek gerekirse: Kürt sorunu çözümsüz bırakıldıkça bu tür terör eylemlerinin gündemden çıkmasını beklemek boşunadır. AKP iktidarının Kürt meselesini barışçı çözüme kavuşturmak yerine Suriye ve Irak sınırlarından öteye 30 kilometre derinliğinde “güvenli bölge” oluşturma politikası çözüm değil çözümsüzlüktür.  

ABD’nin Irak ve Suriye’deki rejimi değiştirme politikalarına ve savaşlarına (Osmanlı’yı diriltme ve Şam’da zafer namazı rüyasıyla) taşeronluk, ABD ile birlikte “eğit donat” projesiyle cihatçı örgütler ve ordular kurmak, sınır kapılarını bunlara teslim etmek, Suriyeli Kürtleri düşman saymak çözüm getirmedi; tersine, Türkiye’deki çözümsüzlüğü daha geniş bir coğrafyaya taşıdı. Alt emperyalist refleksle Ortadoğu’daki savaş girdabına dalmak, Türkiye’yi Ortadoğu’nun Asya’nın Afrika’nın çöplüğüne çevirdi; Afganistan, Irak, Suriye gibi terör saldırılarının eksik olmadığı bir bölge ülkesi haline getirdi. 

Erdoğan iktidarının hedeflediği güvenlik şeridi, İdlib’ten başlayıp İran-Türkiye-Irak üçgenindeki Kandil dağlarına uzanıyor. Güvenli bölge politikasından vazgeçip TSK’yi geri çekmek de bu bölgeleri terör kaynağı olmaktan kurtarmayacak; bu kez Erdoğan iktidarının beslediği cihatçı çeteler terörü Türkiye’ye taşıyacaklar. Halihazırda zaten terör üretiyorlar. Öyle ki, mabeyin yazarı Abdülkadir Selvi, Afrin harekâtı sonrasında Erdoğan’ın “Afrin’e ÖSO ile birlikte girdik. Ancak bazı gruplarda ganimet gibi bir anlayış var” dediğini yazmıştı (Hürriyet, 22 Mart 2018). 

Bugün de bölgeden gelen haberlere göre Afrin’de, maaşlarını Türkiye’nin ödediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) bayrağı altındaki gruplar, her türlü gayrimeşru işlere bulaşmışlardır. Ganimet, ev baskınları, yağmalama, kaçakçılık, fidye için adam kaçırma suçları birbirini izlemektedir. Hatta ÖSO içindeki gruplar kirli kazanç uğruna birbirleriyle de çatışmaktadırlar. Hattanın da ötesi, geçen ağustos ayında Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun “Muhalefetle Suriye’deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi takdirde kalıcı barış olmaz” açıklaması sonrası sokağa çıkan ÖSO çetecileri Türkiye bayrağı yaktı, TSK’nin araçlarını taşladı… 

Bitirirken vurgulamalı ki, iktidar yetkilileri ve besleme medyatörleri istedikleri kadar resmi açıklamalara inanmamızı tavsiye etsinler; İstiklal Caddesi saldırısı bağımsız bir kurul tarafından soruşturulmadıkça, zihnimizi meşgul eden sorular geçerli bir yanıt bulamayacak. Sınır ötesi askeri operasyonlar ve “güvenli bölge” politikası çözüm değil çözümsüzlüktür. İktidar yetkilileri istedikleri kadar “ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz, terörle mücadelede başarı üstüne başarı” propagandası yapsınlar, Kürtler özgür değilse, Türklerin sahip oldukları haklara sahip değilse, ne saldırılar biter ne de terör. Belki slogan olacak ama Kürtlere özgürlük ekmek barış demokrasi yoksa siyam ikizi ağabeyi kardeşi Türklere de yoktur! 

Türkiye’deki Amerikan üslerini ve işbirlikçiliği görmeyip, Amerikan yardımını Suriye Kürtlerinin başına kakarak “Amerikan silahıyla birbirimizi vurmayalım, kucaklaşalım” çağrısı ve propagandası yapmak da en hafif deyişle siyasi oportünizmdir. 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…