Walesa Şemsi ile Birlikteydik

Rahmi Yıldırım

7 Ocak 2023
Walesa Şemsi ile Birlikteydik

''Grev ve yürüyüşte Şemsi Denizer’in öncü gözükmesine karşın, işçi komitelerinin militan örgütlenmesi olmasa, Denizer ve sendika bu çapta bir grevi ve yürüyüşü örgütleyemezdi. Eylemin bitmesinin ardından işçi komitelerinin tasfiyesinde Denizer’in de katkısı olduğu iddiası hep tartışıldı.''

4 Ocak 1991’de Zonguldak’tan Ankara’ya başlayan Büyük Madenci Yürüyüşü, Türkiye işçi sınıfının sendikal mücadele tarihinde çok önemli bir yere sahiptir. Hem kazanımıyla hem kaybedişiyle derslerle doludur. 

Dünya ölçeğinde bakıldığında, neo-liberalizm denen vahşi kapitalizm şaha kalkmış, duvar çökmüş, Sovyetler Birliği dağılmaktadır.  

Türkiye’de ise vahşi kapitalizmin partisi, 12 Eylül faşizminin süreği Turgut Özal iktidardadır. İşçi sınıfının vahşi kapitalizme itirazı 1989 bahar eylemleriyle zirveye çıkmış, grevlere milyonlarca işçi katılmıştır. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) işyerlerindeki toplu sözleşme sürecindeki anlaşmazlık grevle kesilmiştir. Turgut Özal, işçilere taleplerin çok altında bir ücret vermek, madenleri bir an evvel özelleştirmek istiyordu. 

***  

ÇANKAYA’NIN ŞİŞMANI İŞÇİLERİN DÜŞMANI 

Şemsi Denizer başkanlığındaki Genel Maden-İş Sendikası öncülüğünde Zonguldaklı madenciler Özal’ın politikasına 30 Kasım 1990’da greve başlayarak, Zonguldak’ta hemen her gün yürüyüş yaparak karşılık verdiler. Sanatçılardan siyasetçilere herkes Zonguldak’a gelerek greve ve yürüyüşe destek verdiler. Yürüyüş ve grevin temel sloganı “Çankaya’nın Şişmanı, İşçilerin Düşmanı” idi.  

Naçizane ben de Çağdaş Gazeteciler Derneği adına Zonguldak’a giderek yürüyüş ve greve destek vermiştim. Çankaya Belediye Başkanı Doğan Taşdelen ve İnsan Hakları Derneği Başkanı Nevzat Helvacı ile birlikte gitmiştik. Sendika binası önünde 40 bin dolayındaki kalabalığa yaptığım konuşma sık sık “Çankaya’nın Şişmanı, İşçilerin Düşmanı” sloganıyla kesilmişti. 

*** 

ZONGULDAK’TAN ANKARA’YA TARİHİ YÜRÜYÜŞ 

Zonguldak’taki yürüyüş ve grevin en ileri aşamasında, 40 bin dolayında işçi, çoluk çocuk 4 Ocak 1991’de yollara düştü. İstikamet Ankara’ydı. İşçiler “Gemileri yaktık, geri dönüş yok” diyorlardı. İklim, mevsim, yol koşulları çok zorluydu ancak madenciler kararlıydı. Dondurucu soğuğa rağmen yürüyüş devam etti.  

Tarihi yürüyüş Ankara’da hükümeti telaşlandırdı. Dönemin Başbakanı Yıldırım Akbulut derhal Bolu’ya gitti ve Şemsi Denizer’le görüştü ama görüşmede uzlaşma çıkmadı. Akbulut’un Denizer’le görüşmesi Özal’ı öfkelendirmişti. Öyle ya, “Nasıl olur da başbakan işçilerin ayağına gider?” 

Dondurucu soğukta yürüyen madencilerin önü Mengen’de kesildi. İş makineleriyle yollar kapatıldı. Güç bela iş makinelerini aşan işçilerin karşısına bu kez jandarma dikildi; 201 madenci göz altına alındı. 40 bin madenciyi yollara döken Şemsi Denizer bu kez işçilere yürüyüşe devam edilmeyeceğini, Zonguldak’a dönüleceğini bildirdi. Tabii bu karara itiraz edenler oldu. İşçiler “Ölmek var dönmek yok!” diye slogan atarak kararlılıklarını haykırdılar. Ancak Denizer, 201 madencinin gözaltına alındığını hatırlatıyor, barikatı aşmak için çatışmanın eylemi hedefinden uzaklaştıracağını savunuyor, barikatın öte yanından bir desteğin gelmediğini vurguluyor; bu durumda Ankara’ya topluca ilerlenemeyeceğini, dondurucu soğukta daha fazla dayanılamayacağını söylüyordu. 

Zonguldak’tan, Ankara’dan, İstanbul’dan, başka illerden yola çıkarılan battaniye, ilaç ve yiyecek yardımı jandarma tarafından engelleniyordu. Sonuçta, Şemsi Denizer hükümetle görüşmek için Ankara’ya giderken madenciler Zonguldak’a döndüler. 

*** 

ÖZAL KÖRFEZ SAVAŞI BAHANESİYLE GREVİ YASAKLADI 

Denizer’in Ankara’da hükümetle görüşmeleri sürerken, 16 Ocak’ta ABD, Irak’a savaş açtı. Bunu fırsat bilen Turgut Özal ve ANAP hükümeti 25 Ocak’ta Körfez Savaşı’nı bahane edip grevler için 2 aylık erteleme kararı aldı. Turgut Özal Körfez Savaşı’nda “Bir koyup üç alma” rüyası görüyordu. 

Sonuçta, madenci grevi ve yürüyüşü, umulan ve tarihi önemine layık bir kazanım elde edilemeden sona erdi. Geride “Daha iyi bir planlama yapılabilir miydi? Ankara’ya varmak mümkün müydü? Türkiye işçi sınıfı madenci grevine ve yürüyüşüne yeterli desteği verdi mi? Körfez Savaşı olmasa neler olurdu?” gibi sorular kaldı. 

*** 

WALESA ŞEMSİ’DEN JAGUAR ŞEMSİ’YE 

Büyük grev ve yürüyüşün öncüsü konumundaki Şemsi Denizer, Polonya’daki Dayanışma Sendikası’nın lideri (1990’lı yıllarda Polonya Cumhurbaşkanı) Lech Walesa’ya benzetilerek “Walesa Şemsi” diye efsaneleşti. Ne ki, tarihi grev ve yürüyüşün ardından Denizer’in geçirdiği dönüşüm de Türkiye sendikacılık tarihinin ibret verici bir sayfasını oluşturdu.  

Grev ve yürüyüşte Şemsi Denizer’in öncü gözükmesine karşın, işçi komitelerinin militan örgütlenmesi olmasa, Denizer ve sendika bu çapta bir grevi ve yürüyüşü örgütleyemezdi. Eylemin bitmesinin ardından işçi komitelerinin tasfiyesinde Denizer’in de katkısı olduğu iddiası hep tartışıldı. Denizer’in “Jaguar Şemsi” diye lakap takılacak derecede sendika kesesinden lüks hayata düşkünlüğü, sendika içi yolsuzluk tartışmalarına adının karışması, sendika kongrelerinde muhalif üye ve delegeleri silahlı tehditlerle susturduğu iddiaları da sendika kamuoyunda konuşulan konular arasındaydı.

Şemsi Denizer 6 Ağustos 1999’da uğradığı silahlı saldırıda öldürüldü. Cinayetin arkasında “kömür mafyası”nın olduğu hep konuşuldu. Konuşmalarda adları geçenler arasında yeraltı dünyasına yakınlığıyla bilinen Trabzonspor Başkanı Mehmet Ali Yılmaz ve Sedat Peker de vardı. 

Tarihi madenci yürüyüşünün yıl dönümünde, yürüyüşü örgütleyen sendikacılara, katılan işçilere, destek veren emek dostlarına selam olsun! 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…