Afgan kadınlar köleyken biz özgür olabilir miyiz?

Gamze Şimşek

13 Ocak 2023
Afgan kadınlar köleyken biz özgür olabilir miyiz?

“15 Ağustos 2021 sonrasında her şey gözlerimin önünde oldu: 20 yıldır uğruna çalıştığımız bir demokrasi 24 saat içinde yerle bir oldu. Açıklığa kavuşturmak istediğim bir nokta var: Afganistanlı kadınların başına gelenler her yerde olabilir. Kadınların haklarının ellerinden alınması her yerde yaşanıyor ve eğer dikkatli olmazsak tüm dünya kadınlarının başına gelecek.”

Umutsuz hissedenler, çığlık çığlığa bağırmak isteyenler, her yeni güne yeni bir kısıtlama ile uyanıp, acaba bir sonraki ne olacak diye korkuyla bekleyenler, geleceğimle aramdaki tek köprü olan eğitim hakkımı engellediler diyerek, geleceğine dair ümidini kaybedenler, yaraları hep taze olanlar…

Kimlerden bahsettiğim çok açık değil mi? Afgan Kadınlar tabi ki. 21. Yy ’da hepimizin gözü önünde ortaçağ karanlığını teneffüs eden, yaşarken varoluşsal yokluğa hapsedilen Afgan kadınları…

15 Ağustos 2021’de tarih yeniden yazılmaya başlandı onlar için. Spor müsabakalarına katılmaları yasaklandı, kadın çalışanlara işlerine gitme yasağı getirildi. Kadınların tek başlarına seyahat etmeleri yasaklandı ardından resmi olarak tesettüre büründürüldüler. Sürücü
kurslarında kadınlar için açılan dersler durdurularak kadınlara ehliyet verilmesi yasaklandı, zorunlu tesettür yetmedi peçe zorunluluğu getirildi. Jimnastik salonlarına girmeleri ve çocuklarını parklara götürmeleri yasaklanırken, kamusal alanlara yanlarında erkek refakatçi olmadan çıkmaları yasaklandı.

Afgan kadınlar, toplumun, yaşamın dışına itiliyor, tıpkı Yemenli fotoğrafçı Boushra Yahya Almutawakel’in kadının kayboluşunu gösterdiği ‘Yok oluş’ adlı çalışmasındaki gibi, Afganistanlı Kadınlar, yok edilmek isteniyor. Ve bu durumun en çok farkında olanı da, Afganistan’da yaşayan kadınların kendileri. Onlardan biri aktivist Laila Basim şöyle diyor. “ Bizler ölmekten ya da Taliban’ın ailelerimizi tehdit etmesinden korkmuyoruz, korktuğumuz şey toplumun dışına itilmek.”

Afganistan’ın nüfusu 40 milyon. Ekonomisi uzun yıllardır süren savaş, iflas eden bankacılık sistemi ve kuraklık nedeniyle çökmüş durumda. 14 milyonu çocuk olmak kaydıyla insani yardıma muhtaç insan sayısı ise 28,3 milyon. Afgan halkının hepsi büyük zorlularla mücadele ediyorlar fakat Taliban’ın kadınların çalışmasını engellemesi dolayısıyla, insani yardıma en fazla muhtaç olanlar kadınlar ve çocuklar. Özellikle kırsal yerlerde çocukların çoğu açlıktan ölürken, kız çocuklarını çoğu da eğitim almalarının engellenmesi sonucu ömür boyu sürecek bir fakirliğe mahkûm edilmeleri nedeniyle çocuk yaşta evlendiriliyorlar. Aileler borçlarını ödemek için kız çocuklarını satıyorlar. Son kısıtlamalardan biri de kadınların erkek doktorlar tarafından tedavi hizmeti almalarının yasaklanması ve bu durum kadınların sağlık hizmetlerine erişmelerini de engelliyor. Kadınların eğitim hakları ellerinden alınırken ve yakın gelecekte doktor olmaları imkânsız kılınmışken, hatta ve hatta mevcut kadın doktorların da çalışmaları engellenmişken, kadınların erkek doktorlara tedavi olmalarının yasaklanması ne anlama geliyor?

Afgan hükümeti, yerel ve uluslararası yardım gruplarının çoğunda kadınların çalışmasını da yasakladı. Peki, bu ne demek biliyor musunuz? Tıpkı diğer yasaklardan biri daha diye düşünebilirsiniz belki ama bu yasak sizlere ifade ettiğinden çok daha fazlası, kadınlar için bir anlamda yaşarken ölüme mahkûmiyetin ise sertifikası. Kadın personelin insani yardım kuruluşlarında çalışmalarının yasaklanması sonucu birçok kuruluşun Afganistan’daki faaliyetlerini durdurmak zorunda kalması demek. "Çalışmak için bir kadın personelimiz yoksa işimizi yapamayız, diyor, Norveç Mülteci Konseyi bölge direktörü Adam Combs, Çünkü hane halkı kadın olan ailelere kadın personel olmadan hizmet vermek özellikle muhafazakâr bölgelerde oldukça zor ve riskli. Bu yardım örgütlerinde çalışan personelin üçte biri kadınken, hem hane halkının reisi kadın olan aileleri açlığa mahkûm etmek, hem de kadınların erkeklerden hizmet alımını yasaklayarak insani yardımların onlara ulaşımını da ortadan kaldırmak demek. Bu daha çok kız çocuğunun erken yaşta evlendirilmesi, daha çok bebeğin yetersiz beslenmeden ölümü demek, bu binlerce Afgan kadının umutsuzluğa terk edilmesi demek.

Afganistan’da kadınlar kendilerine dayatılan cehennemi yaşarken, kadın hak mücadelesinde bulunan aktivistler gözaltı ve işkencelere rağmen mücadelelerini sürdürüyorlar. 74 yaşındaki aktivist Mahbouba Seraj, kendi ülkesi için mücadele ederken aynı zamanda tüm dünya kadınlarını da uyarıyor. “15 Ağustos 2021 sonrasında her şey gözlerimin önünde oldu: 20 yıldır uğruna çalıştığımız bir demokrasi 24 saat içinde yerle bir oldu. Açıklığa kavuşturmak istediğim bir nokta var: Afganistanlı kadınların başına gelenler her yerde olabilir. Kadın
haklarının ellerinden alınması her yerde yaşanıyor ve eğer dikkatli olmazsak tüm dünya kadınlarının başına gelecek.” 

Haksız mı Seraj; hadi biraz da kendi dünyamıza dönelim. 2022 yılında 334 kadının katledildiği ülkemizde, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı yetmezmiş gibi kadın cinayetlerini durduracağız platformu kapatılmaya çalışılıyor. Ey! ülkemin kadınları aç gözlerini, tıkama kulaklarını. Başta Eşik Platformu olmak üzere tüm kadın örgütleri Anayasa’ya hayır çağrısı yapıyor. Sen peki, neden diye soruyor musun? Anayasanın 24. Maddesine yapılması planlanan ekle, başına ne çoraplar örüleceğinin farkında mısın? Maddeyi buraya alıntılamayacağım, zira kısa bir Google aramasıyla kolaylıkla ulaşabilirsin. Ama sana sadece şunu söyleyeceğim. Ülkede başörtüsü sorunun çoktan halledilmiş olmasına rağmen, başlarımızın açık veya kapalı olması üzerinden bizleri kutuplaştırmaya çalıştıklarını, anayasaya dini bir referans ekleyerek anayasal laiklik ilkesini ihlal ettiklerini gör lütfen. Bu madde ile sadece başı örtülü kadınların korunduğunu, bunun dışında kalan tüm kadınların kıyafetlerine sınırlama ve müdahalelerin olabileceğini gör. Bu madde ile bir kesimin politik ve dini görüşlerine göre bir yaşam tarzının dayatılabileceğini gör. Teklifte yaş belirtilmediği için “kadınların dini kıyafetleri hiçbir surette engellenemez ifadesiyle, kız çocuklarının peçe ve burka dâhil dini kıyafetlerle okullaştırılmalarının önünün açıldığını gör.

Ülkesinin kadınları için korkunç bir tarihin yazıldığını izleyen Mahbouba Seraj “Dünyanın karanlık ve kötü yerlere gittiği, güneşin bir daha doğmayacağını düşündüğümüz zamanlar oldu. Ama hiçbir şey sonsuza kadar sürmez - bu, tüm kalbimle inandığım felsefedir. Umutluyum; olmak zorundayım. Daha iyi bir Afganistan, kendi halkına, hepimize ait bir Afganistan için çok ümidim var.” Diyor ya, düşün bu sözleri olur mu ve daha çok şeye hayır de, kendin için ve çocukların ve torunların ve sahip olduğun haklarının bir gece ansızın senden alınmaması için hayır de, başta Anayasa değişikliğine ve sonra hayatına yapılan ve yapılması planlanan tüm müdahalelere…

Bir yerlerde yok oluşlarını izliyorsan bazı kadınların, sen özgür olabilir misin bir de bunu düşün.

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Çölde Vaha Misali Bir Etkinlik
    ''Bir yer düşünün; cep telefonu, bilgisayar, cüzdan gibi eşyaların çadırların önündeki masalara bırakıldığı, masanızdaki bir tava menemene gelen geçenlerin ekmek bandırıp yollarına devam ettikleri, bir yer düşünün herkesin tanısın tanımasın…
  2. Afetler Ayrımcılık Yapmaz, İnsanlar Yapar
    Depremlerde, cinsiyetlerinin savunmasızlığından ötürü kadınların karşılaşabileceği sorunlar çok daha fazladır ve unutmayalım ki bu deprem, küresel cinsiyet eşitsizliği sıralamasında 156 ülke arasında 133. sırada yer alan Türkiye’de gerçekleşti. Afetler ayrımcılık…
  3. Suçlu bulundu : İç Barışı Tehdit Eden Kadınlar!
    “Ey insanlık dinle ve anla. On ikiye beş kaldı, aç gözünü tetikte ol, hırsız çaldı zamanı. Gel Pazar günü saat üçte, öğren de kurtar canını.” Michael Ende’nin, dinlemeyi bilen küçük…
  4. Kafeslere sığmayan bedenler
    Dürüst olalım, bir gün zayıflarım diye sakladığın o elbisenin içine on yıldır giremiyorsan, ne olur biraz gerçekçi ol ve içine girebileceğin başka bir elbise al da, ruhun da, gardırobunda ferahlasın.…
  5. Savaş, Hafıza ve Toplumsal Cinsiyet
    Dün Sırbistan, Japonya, bugün Rusya ya da yarın herhangi başka bir yer. Ülkeler değişir ama asla değişmeyense eril zihniyetin savaş meydanlarındaki tezahürüdür. Bir bakmışsınız bugün kurban gibi görünen bir ulus,…
  6. Eril Aktörlerin Yitik Kurbanları
    Kadınları namus, ahlak ve sadakat kemerleriyle eve bağlayan Nazilerin erkeklerinin lugatlarında sadakat, sadece birer propaganda aracıymış tabi ki. Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi’nin liderlerinden Heinrich Himmler’in sekreteri Hedwig Potthast ile…
  7. Dünya emekçi kadınlar gününde elleri düşünmek
    Hey sen, oradaki… Ne yapıyorsun ellerinle? Tıkış pıkış bindirildikleri arabada Corona önlemlerine uyulmayıp, maske takılmamasına itiraz ettiği ve bu olayı görüntülemeye çalıştığı için gözünün kör olmasına neden olduğun 60 yasındaki…
  8. Metaverse dünyasında kadınlar ve taciz.
    Gece dışarı çıkma, kalabalıklara karışma, onu bunu giyme derken şimdi de sanal âlemde kimliğini gizle. Peki, ama neden? Kadınlar bin yıllardan beri kendilerine reva görülen sessizlik ve toplumun dışında tutulmayla…
  9. Sen Ne Çektin Be Havva
    Sen ne çektin be Havva… Canın çekti bir elma yedin. Sonra Âdem’e de ikram ettin. Âdem de hayır demeyip yedi. Üstüne kovuldun cennetten ama ikramiye sana kaldı, o gün bir…
  10. Başarılı kadınların enselerinde vızıldayan erkekler
    Tamer Karadağlı Türkiyeli izleyiciler tarafından kültürel kodlarımızın bir tezahürü olan taş fırın erkeği tiplemesi ile akıllarda kalmış bir sanatçıdır.  Yaşanan böylesi bir olayda,  taş fırın erkek kimliğinden soyunup sanatçı kimliğine…
  11. Özgürlüğe Pedallayın Kadınlar!
    Sufrajetlerin önemli ismi Susan Anthony: “Bisikleti yönetmeyi başaran bir kadın, hayatı da yönetmeyi başaracaktır” sözü ile kadınların bisiklet mücadelelerine verdiği destek ile güç katmış ve  “Dünyadaki kadınların eşit haklara ulaşması…
  12. Kadın Katillerini Yetiştiren Kim?
    Her gün en az 3 kadının öldürüldüğü, kadın katillerinin korunduğu, kadınların yaşam haklarını savunmak için kuş misali çırpındıkları bir ülkede yukarıdaki sözleri söyleyenin bir kadın olmamasını çok isterdim ama gene…
  13. Kadınların Sahnesi Yeni Başlıyor
    Son zamanlarda tüm dünya kadınlarını da içine alarak belki, ama en çok da kendi ülkemin kadınlarını düşününce görüyorum ki, hep kanlı oyunların başrolünü oynamak biz kadınlara düşüyor. Ve maalesef ki,…
  14. Makbul Analık Sorgusu
    Makbul Analık Sorgusu
    9 Şubat 2021
    Aile yapısının sağlamlığının göstergesi, AKP hükümetinin 2012-2019 yılları arasında %1400 artış göstermiş olan kadın cinayetleri midir? Evlenme oranları azalırken, boşanma sayılarının her geçen gün hızla artış göstermesi midir? Yoksa, aile…
  15. Bir Sonra Katledilecek Kadın Ya Sen İsen?
    Evet, bir sonrakinin sen olma olasılığı çok yüksek, senin olası katilinin de bir kravat, iki pişmanlıkla davasının en kısa sürede kapanması da çok olası. Velev ki, katledilen sen olmasan dahi,…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…