Göçebe toplumlardan bugüne Göçler

Gülüzar Özev

4 Mart 2023
Göçebe toplumlardan bugüne Göçler

İnsanlığın ilk eylemidir yürüyüş.  Dört ayak üstünde ilerleyen Homo erectusun,  ayağa kalkarak yürümesiyle başlar uygarlık yolculuğu. Antropolog Marvin Harris’in dediği gibi “ilkin ayak vardı”.

Büyük göçün,  günümüzden iki milyon yıl önce Afrika’da başladığını bilim insanları tespit etmiş.  100 bin yıl önce de Homo sapiensler ( bilen insanlar) dünyanın çeşitli kıtalarına yayılırlar. Asırlar boyu göçebe ,avcı, toplayıcı  olarak yaşamlarını sürdürürler. Daha sonra Mezopotamya bölgesinde  tarım toplumuna geçişin temelleri atılır.  Yerleşik hayatla beraber  göçebelik devam eder. 13 bin yıl öncesine kadar av peşinde koşan insan, bu sefer verimli arazi ve otlak  arayışına girecektir. Şüphesiz bu arayış sadece karın tokluğu ya da barınma amacıyla olmaz. İklim,  deprem, sel, kuraklık gibi afetler, göçlerde önemli bir faktör teşkil eder.

Tarihten tecrübe edinilmiştir ki bu gezinmeler sonucu sosyo kültürel  alış verişler ve birikimler  oluşur.

İlk tarımın başlangıcı göçebe toplumlardır, ticaretin ilk safhası göçmenlerin başlattığı ticarettir, tarım haricinde ortaya çıkan özel zanaatkarlar, gezginler olmuştur. Dinlerin kurucuları, ilk şairler,ilk felsefeciler ve müzisyenler ve dönemlerin büyük aktörleri  oluşmuştur.” (Bücher, 190;.346)

AMERİKA’NIN KEŞFİYLE GÖÇ

Eski çağları geride bırakarak, yakın zamanlara gelelim isterseniz.

Dünya’daki büyük göç olaylarından biri  Amerika’nın keşfiyle gerçekleşir. (Yakın zaman dedim ya, 10.000 yıl öncesine göre 1492 yılı  yakın zaman sayılır değil mi)   Verimli bakir topraklara Avrupalılar akın akın göç ederler. Yeni Dünya  göçmenleri,  çok kazanmanın hırsı içinde yerlilere uyguladıkları asimile politikaları zulmü de aşan dereceye varır. 

TÜRKLER’İN ANADOLU’YA GELİŞİ

Türklerin 1071’de Anadolu’ya göçmelerini ise Nazım şöyle şiirleştirir;

“Dört nala gelip Uzak Asya’dan

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

Bu memleket bizim…”

ERMENİ SOY KIRIMI VE MÜBADELE

1915 de Osmanlı devleti Ermenilere büyük bir sürgün politikası uygular. Sürgün soykırıma dönüşür. Ermeni halkı Anadolu’dan Suriye topraklarına sürülür. Çileli ve  uzun yolculukta yalın ayak yürüyen, açlığa susuzluğa dayanamayan bir yığın insan ölür. Katledilenlerle birlikte bir milyon Ermeni yok edilir. Geriye acı ve dert yüklü utanılası bir tarih kalır. Bir de hüzünlü  Sarı Gelin türküsü. 

Cumhuriyet tarihinin en büyük göçü 1923 yılında Lozan Barış anlaşmasıyla yaşanmıştır. Türkiye ile Yunanistan arasında imzalanan mübadele sözleşmesiyle yığınlarca insan zorunlu göçe tabi tutulur.  Değiş tokuş anlamına gelen mübadele ile milyonlarca insan yerinden yurdundan edilir.  Türkiye Yunanistan’a bir buçuk milyon Rum  gönderir. Yunanistan’da Türkiye’ye 500 bin Türk gönderir.  Mübadiller (göç zorunluları) evlerini, tarlalarını, komşularını, hatıralarını, ne var ne yok her şeylerini bırakarak bilmedikleri diyarlara gitmek zorunda kalırlar.  Her iki ülkenin vatandaşları bulundukları coğrafyada Balkan savaşından sonra ırkçılığa maruz kalmışlar, canlarını kurtardıklarına bir yönüyle sevinmişlerdi.  Diğer yönden aşsız, ekmeksiz bir başlarına ortada kaldılar. Hükümetin tahsis ettiği topraklar onların yaralarını sarmaya yetmemişti. 

Mübadele olayı üzerinden bir asır gibi bir süre geçmesine rağmen toplumlar  üzerinde yarattığı travma, sanatta, edebiyatta, tiyatroda hala var olagelmiştir.

ALMANYA GÖÇÜ

Yine Almanya’da Hitler katliamında binlerce Yahudi  halkı, aydın,  yazar, bilim insanı göç ederek canlarını kurtarmışlardır

Göç o kadar var olmuş ki milletlerin hayatında. Hiçbir toprak parçası yoktur ki karış karış yürünmüş olmasın. Hiçbir edebiyat eseri ve dahi hiçbir sanat yapıtı yoktur ki göç olgusunu işlemesin.   

Almanya'ya ekmek parası kazanmak  için giden yüzbinlerce Türkiyeli vatandaş nasıl işlerde çalıştıklarını  Günter Wallraff , “En Alttakiler” adlı kitabında en çarpıcı yanıyla anlatır. 1961 yılında bando törenleriyle karşılanan Türkiyeli göçmenler Almanya’daki ekonomik kalkınmanın tüm yükünü sırtlanır. En ağır işlerde, en tehlikeli ve pis yerlerde çalıştırılır. Nazım dayanamaz, haykırır! 

Kapansın el kapıları/Bir daha açılmasın/Yok edin insanın/İnsana kulluğunu” 

Güzelim ülkemizde sayıları milyonları bulan yurdumun gurbetçileri, Almanya’da sevdiklerine ve memleketlerine hasret kalır. Almanya’da yetişmiş sanatçı Yüksel Özkasap yanık yanık söyler  türküsünü;

Ayrı düştüm vatanımdan Yurdumdan/Sermayem yok servetim yok elimden/Bilinmiyor yoksulların dilinden/Almanya’ya mecbur ettin yoksulluk beni/Çekmem şu gurbeti gelse elimden/Anamdan babamdan ettin yoksulluk beni “

Bekir Yıldız yazar “Alman Ekmeği” yapıtında göçmenlerin para kazanmak için neler yaşadıklarını anlatırken şu sözleri ekler;  

“Kadere inanmamış olsalardı, açlık sorununu memleketlerinde hallederlerdi. Almanya'ya gelmeye gerek kalır mıydı? Bilirsiniz, özellikle köleler, dinlerine ve örflerine bağlı yetiştirilir.”

 Almanya ve diğer ülkelere el açma o zamanki hükümetin ayıbıdır. Maalesef ki hala bu ayıp o kadar çok tekrar etmiştir ki devletin ayıbı haline gelmiştir.  

60 yıl önce okuma yazma bile bilmeyen insanlar, yoksulluk yüzünden istemedikleri, bilmedikleri  diyarlara gidiyorlardı. 

Bugünün gençleri eğitimli, dil bilerek donanımlı halde isteyerek, hatta büyük bir hayranlıkla  gidiyorlar. Kendilerine ait odalarda test çözerek, İngilizce öğrenerek yetişen gençler Türkiye gibi, neresinden tutsan, her tarafından dökülen bir ülkede yaşamak istemiyorlar. Ki bu ülke doğup büyüdükleri  yer olsa bile. Suç onlarda mı? Tabi ki de değil. Nedenler çok onları haklı çıkartacak.  Bunları açıklamayı bir sonraki yazıma bırakıyorum. 

DEPREM GÖÇÜ

Yaklaşık bir ay önce, Güney Doğu’da insanlar derin uykudayken acımasız bir katliama dönüştürülen depremle sarsıldı, binalar yıkıldı, yollar yarıldı.  Yığınlarca insanımız, evsiz yurtsuz, aç açıkta kaldı . Ölenlerin yaralananların haddi hesabı olmadı.  Geride kalan milyonlarca  insan büyük göç yoluna düştü. Dile kolay, şu anda ülkemizin on bir ili ve çevresi viran halde. Güzel yurdum harap, güzel yurdum üzgün. Tırlarla yardım gönderen, deprem yerinde dağıtım yapan halktan insanlar, unutturulmak istenen dayanışmayı hatırlattı. Temennim bu büyük şerden büyük hayır doğarak gelişen dayanışmanın bilimselliğe yani sosyalizme dönüşmesi.

 Bu yazımda tarihte ve bugünde yaşanan göç olaylarını anlattım. Araştırmalarımda gördüm ki bütün göçler, aç gözlü barbar insanın yarattığı sistemin kahrolası felaketi. Yani zorunlu ve travmatik  göçlerin önlenmesi mümkün. Godot’yu beklemeye gerek yok. Halkların artık  örgütlenerek hakkını aramasını bilmesi gerekiyor. Burada aydın ve yazarlara çok iş düşüyor. 

 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Tanrıça Demeter ve Akbelen
    ''Doymak bilmeyen, en sonunda kendi etini yiyerek geberen Kral Ersiton şimdi Muğla Akbelen’de geziniyor. Zalimliğinden bir gram bile kaybetmeden. Akbelen halkı ormanını korumak için direniyor. Limak firması eli silahlı askerleri,…
  2. Örgütlü Mücadelenin Gücü
    ''Daha önce emekli olabilecekler için prim sayısı 5000 gündü.  Kanun taslağı böyle hazırlanmıştı. Ancak 6 Şubattaki büyük Güneydoğu depreminin sonrasında hükümet gün sayısını birden 5975 güne çıkarttı.'' Vatandaşın emeklilik geliri…
  3. Deprem!
    Deprem!
    19 Şubat 2023
    Cellat kürsüde ikiyüzlüce konuşurken, müjde verircesine imar affı diye naralar atılırken, aslında sunulan halkın toplu cenaze namazı davetiyesiydi. İnsanlığının doğa olayları içinde en baş edemediği bir felakettir deprem. İlk çağlarda,…
  4. Serol Teber
    Serol Teber
    25 Ocak 2023
    ''Yeniçağ insanı sorunları kozmik güçlerin yardımıyla çözebileceğine inanıyor, rüya yorumları, fal baktırma, ruh çağırmayla ilgileniyor, bitkisel beslenmeye çalışıyor, arınma dansları yapıyor. Siyasete karşı ilgisiz. Yeşillikler içinde küçücük evinde sakin doğayla…
  5. Mahsa Amini ve Mücadeleci tüm kadınlara
    Bugün İran’da Mahsa Amani’nin öldürülmesi birkaç vicdansız polisin işi değildir. Kanunlar, töreler, gelenekler, dikta rejimi ve ataerkil sistem işbirliği etmiştir. Tıpkı Medusa söylencesindeki gibi. Ama ne mutlu ki Mahsa Amani’nin…
  6. Spartaküs ve Zenci İSyanı
    ‘’Tanrı herkesi hür yarattı, doğa kimseyi köle yapmamıştır.’’ (Alkidamas) Köle ayaklanması denilince ilk akla gelen şüphesiz Spartaküs’tür. Roma dönemine ait olan bu köle isyanını herkes bilir de İslamiyet dönemine ait…
  7. Rıza Şehri
    Rıza Şehri
    29 Nisan 2022
    ''Rıza Şehri’nde ortak paylaşım vardır. Kimse ihtiyacından fazlasını almaz. Zengin fakir ayrımı yoktur. Kapılar kilitlenmez, para kullanılmaz. Paranın yerine değiş tokuş esastır. Birlikte üretilir, birlikte tüketilir.'' Her yerde ve hep…
  8. Baharın Mitosları
    Baharın Mitosları
    28 Mart 2022
    Dünyanın birçok ülkesinde her yıl Newroz bayramı kutlanır. Bizim ülkemizde özellikle doğu illerinde baharın gelişini karşılamak için şenlikler, ritüeller yapılır. Newroz bahar bayramı olmakla beraber politik bir anlamda taşır. Nasıl taşımasın…
  9. cam tavan etkisi
    cam tavan etkisi
    3 Mart 2022
    “Cam ifadesi, engellerin açıkça görülemeyen ve aşılamayan niteliğini vurgulamaktadır. Cam tavan, görülmeyen azınlıkları ve kadınları, yetenekleri ve başarılarını göz önüne almadan şirketin üst basamaklarına çıkmaktan alıkoyan kırılmaz engel“ olarak tanımlanır.**…
  10. Mitoloji öğretiyor
    Mitoloji öğretiyor
    23 Şubat 2022
    Binlerce yıl öncesinden beri var olagelen, masallar, söylenceler, mitler bugün hala fırından yeni çıkmış sıcak ekmek tazeliğinde konuşuluyorsa  bir hikmeti vardır  bunun. Mitler yalnızca konuşuluyor mu..? Elbette hayır!  Yazılıyor çiziliyor,…
  11. Yunus Emre
    Yunus Emre
    31 Ekim 2021
    Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 2021 yılını Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli ve Ahi Evran yılı ilan etti. Yunus Emre’nin vefatının 700. yılı, Hacı Bektaş Veli’nin vefatının…
  12. Halide Edip Adıvar
    Halide Edip Adıvar
    8 Ağustos 2021
    “Gece, karanlık bir gece... Fakat insanın hayatında sabahı olmayan gece yoktur. Yarın bu korkunç geceyi yırtıp parlak bir sabah yaratacağız. Yalnız ışık geldiği vakit gözümüzü güneşe karanlığı gören baykuşlar gibi…
  13. Özgürlük (2)
    Özgürlük (2)
    17 Temmuz 2021
    Her sistem kendi insanını yaratır. Tüm kurumların örtük faaliyetleriyle, bireyin toplumsal mekanizmaya uygun davranış göstermesi sağlanır. Televizyon, basın, eğitim kurumları, kişinin  başka bir dünya mümkündür şeklinde  düşünmesini istemez. Hem üst…
  14. Özgürlük -1
    Özgürlük -1
    29 Haziran 2021
    “Özgürlük nedir” diye yoldan geçen herhangi bir kimseye sorsanız, muhtemelen şöyle söyleyecektir: “İstediğim zaman istediğim yere gidebilmek.” Kimilerince bu kadar kolay, bu kadar basit algılanır özgürlük. Oysa bu sözcük için insanlık çok mücadele vermiş, çok kan dökülmüştür.   ÖZGÜRLÜK    (1)…
  15. Yalnızlık ve halleri
    Yalnızlık ve halleri
    16 Haziran 2021
    Yalnızlık kimine göre aman çok iyi, kimine göre aman bıktım halleri. Çok iyi diyen de var yalnızlık için, çok kötü diyen de. Cenneti kimilerinin,  kimlerinse cehennemi. Yani bilmeyen yok, yalnızlığın…
  16. Zabel Yeseyan
    Zabel Yeseyan
    3 Haziran 2021
    1915 yılına gelindiğinde, Ermeniler için büyük kıyım başlamıştır. Osmanlı hükümetince tutuklu listesine alınan 214 Ermeni aydın içinde, tek kadın olarak Zabel Yesayan vardır. Genç yazar, bunun üzerine İstanbul’da bir hastanede…
  17. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e Kadın Dergileri
    Osmanlı İmparatorluğu sınırları içinde ilk kez Rum Kadınları, Kypseli isimli kadın dergisi çıkarır. Editörü Efrosini Samarcidis‘dir. 1845 yılında İstanbul’da Rumca yayınlanan  Kypseli dergisi, 34 sayı çıkartılır.   “Şurasını iyi bilmek gerekir ki, ne…
  18. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e kadın Dernekleri
    ''Bu arada ilginç bir şey olur; Çarşaf yasaklanır. Evet, yanlış duymadınız, kadınların çarşaf giymesi men edilir. Tarih 2 Nisan 1892’dir. Sanmayın ki kadınlara özgürlüktür sebebi. Padişah Abdülhamit, siyasi nedenlerle güvenlik…
  19. Bacıyan-ı Rum: Anadolu Kadınlar Birliği
    Ahilerin helâl para kazanması gerekir. Bu hem vaciptir, hem sünnettir. Her kimin ki, meslek ve sanatı yoksa ona fütüvvet değmez. Ahinin 18 dirhem gümüş sermayesi ve mutlaka bir işi olmalı,…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…