Siyasette İlkesizliğin Dayanılmaz İğrençliği

Rahmi Yıldırım

31 Mart 2023
Siyasette İlkesizliğin Dayanılmaz İğrençliği

 YRP Genel Başkan Fatih Erbakan “Batmakta olan Titanik gemisine binmeyeceğiz, AKP’nin 20 yıllık günahına ortak olmayacağız, seçime tek başımıza gireceğiz” dedikten sadece bir gün sonra AKP gemisine atladı. 

Kabul etmeli ki, Recep Tayyip Erdoğan kendi kulvarında çok şanslı ve becerikli bir siyasetçi. Öyle olmasa, partisini kurduktan sadece bir yıl sonra tek başına iktidara gelemezdi. 

Şanslı. Çünkü, önceki sermaye partileri ve liderleri halkı öyle bunalttılar bezdirdiler ki, 21 yıl önce hep birlikte seçim barajının altında kaldılar; AKP yüzde 34 oyla anayasayı değiştirecek çoğunlukla iktidara geldi. 

Şanslı. Çünkü, (Damat Berat’ın demesiyle) “Ay’a 4 şeritli yol yapacağım dese inanacak seçmeni var.” Az buz bir seçmen kitlesi değil; memleketin gördüğü göreceği en dar zamanda bile yüzde 35-40 dolayında bir oy potansiyeli. 

Örneğin Süleyman Soylu; DP Genel Başkanı iken, Erdoğan için “Paçalarından yolsuzluk akıyor” diyordu. Aynı Süleyman Soylu çok geçmeden Erdoğan’ın “yolsuzluk akan” paçalarına tutundu, siyasette yıldızı parladı; kaç yıldır İçişleri Bakanı. 

Numan Kurtulmuş, Erdoğan için “Harun olmaya geldi, yoldan çıkıp Karun oldu” dedi; çok geçmeden Erdoğan’ın kanatları altına girdi, Başbakan yardımcısı oldu. 

Devlet Bahçeli, Erdoğan için neler demedi neler! “Hukuka saldırandan adaletten kaçandan, rüşvetçilere hırsızlara kol kanat gerenden cumhurbaşkanı olmaz. Villalara balya balya dolar yığandan, kamu arazilerini zimmetine geçirenden, evdeki parayı sıfırlarken haysiyetini de sıfırlayandan cumhurbaşkanı olmaz.” Aynı Bahçeli kaç yıldır Erdoğan’ın kader ve iktidar ortağı, uydusu. 

Bu saf değiştirmeler, fırdöndülükler, ilkesizlikler, Türkiye’de siyasetin ahlak, dürüstlük ve tutarlılıktan yana ne denli çürük bir zeminde durduğunu gösteren ibretlik örnekler olarak tarihe geçti. Bununla birlikte siyasi kokuşmuşluktan salt Erdoğan’ı ve AKP’yi sorumlu tutmak da hakkaniyete sığmaz. AKP’den önce de siyaset benzer ilkesizliklerle malûl idi. Farklı olarak, AKP siyasi yozluğu, alenen rüşveti yolsuzluğu din ve dava uğruna mubah gördü, “günah işleme özgürlüğü” sloganıyla kendince meşrulaştırdı.  

*** 

" src="cid:1872f0c5b14cb971f161" alt="image.png" size="93675" class="Apple-web-attachment Singleton">

Erdoğan’ın yörüngesine son olarak, Hizbullah’ın yasal uzantısı HÜDAPAR ve Yeniden Refah Partisi (YRP) girdi. YRP Genel Başkan Fatih Erbakan “Batmakta olan Titanik gemisine binmeyeceğiz, AKP’nin 20 yıllık günahına ortak olmayacağız, seçime tek başımıza gireceğiz” dedikten sadece bir gün sonra AKP gemisine atladı. 

Söylenenler doğruysa, YRP ile AKP arasında 30 maddelik protokol imzalanmış. Protokolde 6284 sayılı Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’na yönelik şu ifadeler yer almış: “Ailenin korunması için mevcut yasalardaki aykırı hükümler ayıklanacak, süresiz nafaka konusundaki mağduriyetler giderilecektir.”  

Bunun yanı sıra “Milli Eğitim müfredatının milli ve manevi değerlerimize uygun hale getirilmesi ve gerekirse aykırı sözleşmeler dahil her türlü düzenlemelerin gözden geçirilmesi temin edilecektir” deniliyormuş.  

Bu demek oluyor ki, Cumhur İttifakı iktidarda kalırsa, Türkiye gemisi demokrasi limanından çok daha uzaklara savrulacak, eğitim müfredatında hurafelerin ağırlığı daha da artacak, kadınlar ve çocuklar daha da korumasız hale gelecekler. Zaten Cumhur İttifakı demek, demokrasi karşıtlığı, kadın karşıtlığı, eşitlik karşıtlığı, yasa ve kural tanımazlık demek… 

*** 

Oysa YRP ile ittifak gündeme geldiğinde, AKP’nin önde gelen kadın yöneticileri, Meclis Grup Başkanvekili Özlem Zengin, “6284 Kırmızı çizgimizdir” diye vurgulamış, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık da “6284’ün tartışmaya açılması dahi bizce kabul edilemez” demişti. Anlaşılıyor ki ağızlarının paylarını aldılar. Derya Yanık’ın sesi soluğu çıkmıyor. Özlem Zengin kendi mahallesinde tehdit edilmekten, yalnız kalmaktan yakındı; “Camiamızın içinde bulunduğu durumu değerlendirirken hüzün duyuyorumKeşke daha insani, seviyeli, İslami bir ortamda tartışabilsek demekle yetindi. 

İslamcı mahallenin önde gelen kanaat önderlerinden Ahmet Taşgetiren ise Özlem Zengin’i savunmak isterken, (utangaç bir üslupla) mahalledeki kadın karşıtlığını kayda geçirdi: “Kadının statüsü konusunda Camiamızın kafası net değil, hatta karışık.” 

Oysa tartışma ve icraat tam da İslami ortamda cereyan ediyor; camianın kafası hiç de karışık değil, son derece net. Bu kafa şeriat kafasıdır, Taliban kafasıdır. Erdoğan’ın söylemiyle naslara ayarlı kafadır. O naslara göre, örneğin kadınlara emirler: 

Ey peygamber hanımları, siz kadınlardan herhangi biri değilsiniz. (...) Vakarınızla evlerinizde oturun, cahiliye devrindeki gibi süslenip çıkmayın!” (Ahzab/32-33) 

 “Erkekler kadınlar üzerinde hakimdirler. Çünkü, Allah birini diğerinden üstün yaratmış ve bir de erkekler mallarından harcamaktadırlar. Bunun için iyi kadınlar itaakârdırlar.” (Nisa/34) 

Erkeklerin kadınlar üzerindeki hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde belli hakları vardır. Ancak erkekler, kadınlara göre bir derece üstünlüğe sahiptirler.” (Bakara/228)  

Sonra yine kadınlar için bu kez erkeklere emirler: 

 “Serkeşlik etmelerinden endişe ettiğiniz kadınlara önce nasihat edin, sonra yataklarında yalnız bırakın, yine dinlemezlerse dövün!” (Nisa/34)  

Yetim kızlarla evlendiğinizde adaleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, size helâl olan başka kadınlardan ikişer, üçer, dörder nikâhlayın...” (Nisa/3) 

İçinizden kim hür olan mü’min kadınları nikâhla alacak mali güce sahip değil ise, ona da sahip bulunduğunuz cariyeleriniz var.” (Nisa /25) 

Allah sizlere, miras taksiminde, erkeğe iki dişi payı verilmesini emrediyor.” (Nisa/11) 

İki kadının tanıklığı bir erkeğin tanıklığına bedeldir.” (Bakara /282) 

*** 

Naslar böyle. Özlem Zengin(ler), Ahmet Taşgetiren(ler) bu naslarla yüzleşmedikçe ne dese(ler) boştur. İslam coğrafyasında kadınlar hep bu naslara göre yaşadılar; erkeğin kölesi olmanın sadece bir parmak ötesinde hayat sürebiliyorlar. Halife, padişah, sadrazam, cumhurbaşkanı, başbakan eşlerinin cariyelerinin bile bu nasların dışında kimlikleri hayatları yok; yoksul kadınlardan ayrıcalıkları, geçim kaygısı taşımamaktan ibaret. Hayrünnisa Gül, 15 yaşındayken kendisinden 15 yaş büyük kocasıyla evlendirilmiş, kapanmış, okulu bırakmak zorunda kalmış. Emine Erdoğan da genç kızken abisinin baskısıyla örtünmüş; örtünmekte öyle zorlanmış ki, intihar etmeyi bile düşünmüş. (Aktaran Gülay Atasoy, Nasıl Örtündüler? Nesil Yayınları, İstanbul 2004, s: 152) 

*** 

Sözün özü, İslam’ın nasları ile özgürce yüzleşilmedikçe Türkiye’de rönesans aydınlanma hayalden ibarettir. Siyasette son birkaç haftada sergilenen yozluk, ilkesizlik, genel olarak demokrasiye özel olarak kadına yönelik erkek egemen gerici faşist kuşatmanın göstergesidir. Ganimete, ranta, talana ve yalana dayalı bu kuşatma İslam coğrafyasının kaderi dense yeridir. Seçimlerde bu ırkçı, ümmetçi, teokratik kuşatma yarılır ve demokrasiye kapı aralanabilirse ne âlâ! Yoksa ört ki ölem!

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…