Otokrasi ya da demokrasi referandumu

Rahmi Yıldırım

21 Nisan 2023
Otokrasi ya da demokrasi referandumu

Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerine sayılı günler kaldı. Seçimin sonucuna göre ya mevcut otokratik rejim dizginsiz kalacak (ki, geri dönüşü olmayan yolda son durak siyasal İslam’ın cehennemi teokrasidir) ya da olabilirse parlamenter demokrasiye kapı aralanacak.  

Otokrasi, hükümdarın ya da başkanın, küçük bir kümenin ya da tek bir partinin siyasal erki elinde bulundurduğu yönetim biçimi demek. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre “Hükümdarın bütün siyasal kudreti elinde bulundurduğu yönetim biçimi.” 

Otokrasi aslında bir tür mutlak monarşi, yani padişahlık rejimi; mutlak monarşiden farkı, monarşide iktidarın veraset yoluyla edinilmesine karşılık otokraside sözüm ona seçim yoluyla ya da zorla iktidara gelinmesi. 

Otokrasinin belirgin özelliklerinden ilki, “seçilmiş” (ya da zorbalıkla işbaşına gelmiş) başkanın devlet erkini kendinde toplaması ve tek adam haline gelmesi. İkincisi, otokrat başkanın kendisini kanunlarla sınırlı saymaması, kimseye hesap vermemesi, yani denetlenememesi. Üçüncüsü insana ve doğaya değer verilmemesi. Dördüncüsü, din ticaretiyle maskelenen hırsızlık, yolsuzluk. 

*** 

Ne yazık ki Türkiye otokrasinin pençesinde kıvranıyor. Devlet erki, yani yasama yürütme ve yargı tek adamda toplanmış. Sadece devlet erki değil, dördüncü kuvvet diye bilinen medya da öyle. Medyanın (kamu kaynaklarıyla beslenen) yüzde 90’ı tek adam iktidarının şakşakçısı.  

Tek adam, anayasadan ve kanunlardan muaf. En basitinden anayasa, bir kimsenin en fazla iki defa cumhurbaşkanı olacağını, TBMM erken seçime karar verirse üçüncü kez aday olabileceğini söylüyor. Anayasanın tartışmasız hükmüne karşın Recep Tayyip Erdoğan (RTE) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararıyla CB adayı olarak dayatıldı.  

RTE, AKP’nin CB adayı ama yasalara ve siyasi ahlaka aykırı olarak devletin olanaklarıyla propaganda yapıyor. Bakanları da öyle. Yasa, milletvekili adayı olmak isteyen kamu görevlilerinin istifa etmelerini öngörüyor ama kim dinler! Kamu görevlisi bakanlar, istifa etmeden aday gösterildiler, seçim çalışmalarını bakanlık ofislerinde yürütmekte sakınca görmüyorlar. 

Sözün özü, neresinden bakılırsa bakılsın, anayasaya ve kanunlara aykırı, gayrimeşru bir seçim. Nedense burjuva muhalefet bu gayrimeşruluğa itiraz etmiyor. Bir kısım sosyalist örgütlerin itirazı seçmenlerde hak ettiği karşılığı bulmuyor. 

***   

Otokrasinin en belirgin üçüncü özelliği insanın ve doğanın değersizliği.  

İktidardaki Cumhur İttifakı’nın kadına yönelik zihniyeti, kadın düşmanı HÜDA-PAR ve Yeniden Refah Partisi’ni bünyesine almasıyla daha da belirginleşti. İnsana hangi gözle baktığı zaten biliniyor, katliama dönüşen felaketlerde fütursuzca dile getiriliyor. 

Maden ocaklarında ihmaller yüzünden meydana gelen facialarda onlarca insanın ocağı söner. Reis’in ifadesiyle, “Bunlar bunun fıtratında olağan şeylerdir.” Ya da Çalışma Bakanı’nın demesiyle, “Acı çekmeden güzel öldüler.” 

Çarpık yapılaşma ve doğanın betona boğulmasıyla felakete dönüşen selde onlarca insan can verir. Tarım Bakanı’nın ifadesiyle “Toprak suya kavuştu.” 

On binlerce insan, dayanıksız çarpık yapılaşma yüzünden felakete dönüşen depremlerde can verir. Reis’in ifadesiyle “Bunlar kader planının içinde olan şeyler. Müslümanız, kader planına inanmış insanlarız.” Ya da AKP Hatay milletvekili adayları tanıtım toplantısında kürsüye çıkartılan din dersi öğretmeninin demesiyle “Felaket değil rahmet!” 

Otokrasinin olmazsa olmazı din ticaretinin başka bir açıklaması olmasa gerek. Hırsızlık, yolsuzluk, rüşvet “günah işleme özgürlüğü” diye güya meşrulaştırılınca ne söylenebilir ki? 

*** 

Sözün özü, sayılı günler kalan seçim “otokrasiye evet mi hayır mı” referandumudur. 

Referandum Cumhur İttifakı lehine sonuçlanırsa, Türkiye gemisi demokrasi limanından çok daha uzaklara savrulacak, kadınlar ve çocuklar daha da korumasız hale gelecekler. 

Bu referandumda CB adayı seçenekler açık ve net. Bir yanda Cumhur İttifakı’nın reisi RTE; karşısında Millet İttifakı’nın adayı parlamenter demokrasi vaat eden Kemal Kılıçdaroğlu. 

Ne yazık ki, halkta karşılığı olan sosyalist seçenek yok. Bu aşamada sosyalist seçenek yokluğunun kabahatlisi sosyalistler mi halk mı tartışması gereksiz. Sosyalist toplum burjuva seçim düzeniyle değil devrimle kurulur tartışması da gerekmiyor. Sosyalist rejim elbette devrimle kurulur; kabul ama yaklaşan seçimlerde otokrasiyi teşhir etmek dışında ne yapmalı? 

Son tümce olarak eklemek uygun olursa: 

Otokrasiye hayır! Hiç değilse asgari burjuva demokrasisi, hadi inşallah! 

Yazarın Dİğer Yazıları

  1. Can'ları Bağlıyorlar İtleri Salıyorlar
    ''Mevcut Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın yorum gerektirmeyecek açık hükmüne, yani bir kimsenin en fazla iki kere seçilebileceği hükmüne karşın üçüncü kez aday oldu; şaibeli seçimle tekrar seçildi. Milletvekili seçilen Can Atalay da,…
  2. Vatan Haini Bile Sayılmamıştık
    Kaç haftadır çeşitli tarihsel kişiler üzerinden vatana ihanet tartışması yapılıyor ya. Tam 40 yıl önce vatana ihanetle suçlanmıştık. Hatta, vatan haini bile sayılmamıştık. Devir 12 Eylül faşizmi devriydi. Solcu yani…
  3. Askeri Faşizmden Dİnci Faşizme Cezaevleri
    ''Cezaevlerinde dünden bugüne, askeri faşizmden İslamcı faşizme, özde değişiklik yok. Hukuku vicdandan adaletten insandan bu denli uzaklaştırmak, İslamcı iktidara nasip oldu. Bir kere daha anlaşıldı ki, cehalet ve kötülük iktidarı,…
  4. 'Müslümanların Ahlakla İmtihanı'
    Prof. Dr. Hüseyin Çelik, İslam coğrafyasında ahlakın zerresinin kalmadığını, İslami Hayat Endeksi’ne göre dünyanın en iyi ülkelerinin Yeni Zelanda, İzlanda, Hollanda, Finlandiya, İsveç, Norveç, Kanada gibi ülkeler olduğunu; Türkiye’nin 100’üncü sırada…
  5. Müslümanların Ahlakla Bitmeyen İmtihanı
    AKP iktidarı döneminde memleket tarihte hiç olmadığı kadar Müslümanlaştı ama hayatın hemen her alanında o ölçüde yozlaştı çürüdü, yarım yamalak da olsa var olan aklını ahlakını yitirdi. Gün geçmiyor ki…
  6. Gazze İçin Timsah Gözyaşları
    ''Her şeye karşın İsrail destekçisi Batı ülkelerinde halklar İsrail’in gaddarlığını, hükümetlerinin İsrail’e desteğini protesto ediyorlar. Yahudi sermayeli şirketlerde işçiler greve gidiyor. Protesto gösterileri çoğu kez polis tarafından dağıtılıyor; “liberal demokrasi”…
  7. Kutlanacak Cumhuriyet Kaldımıki?
    Cumhuriyet, egemenliğin cumhura yani halka ait olduğu devlet biçimi demek. Böyle bir devlette halk, egemenliğini ya doğrudan ya da seçtiği temsilciler aracılığıyla kullanır. Bu yönetim tarzı demokrasi olarak adlandırılır. Yani…
  8. Firanvunlardan Netanyahu'ya ve Erdoğan'a
    ''Akıl ve tarih, ırkçı dinci ümmetçi milliyetçi politikaların ve politikacıların halklar arasında düşmanlık ve vahşet dışında bir sonuç üretmediğini, bu politikacıların pençesine düşen halkların gün yüzü görmediklerini, başka ulusları ezen…
  9. Dİnci Faşizmin Kabusu Gezi Direnişi
    Hapishaneden dışarıya adımını atmak, yani tahliye olmak, bir insanın yaşayabileceği en derin sevinç ve mutluluklardan biridir. Ancak yaşayanlar bilir. Ne var ki siyasi mahpuslar, bu sevinci doyasıya yaşayamazlar, mutlulukları yarım…
  10. Ordu gözbebeğimizdir!
    Ordu gözbebeğimizdir!
    28 Eylül 2023
    CHF ALLAHKULU’NU KURTLARIN ÖNÜNE ATTI: “Ordu milletimizin gözbebeğidir. Allahkulu Sezgin Bey’in sözleri şahsi görüşüdür, fırkamızı bağlamaz. Gözbebeğimiz şanlı ordumuzu töhmet altında bırakan ifadeleri kabul edilemez. Bu konu yetkili organlarımızda görüşülecektir.” Tayyiban…
  11. İslam Temizlik Diniyse Neden Ortalığı..?
     Söz temizliğe gelince, bizden temizi yoktur. İslam temizlik dinidir, Peygamber’in deyişiyle “Temizlik imanın yarısıdır, cennete ancak temiz olanlar girecektir.” Rivayet odur ki, Peygamber’in nasihatine uygun olarak atalarımız hamamda yıkanırdı, misvak kullanırdı,…
  12. Barış da Düşman Ceza Hukukunun Kurbanı
    ''Barış Pehlivan son yazısında, “Siyah kölelerin yargılandığı bir düzen bu. Beyaz olsaydım, zengin olsaydım, dalkavuk olsaydım içeride olmazdım” demiş.'' Okur yazar herkes Barış Pehlivan’ı bilir herhalde. Şahsen tanışmak kısmet olmadı; ben…
  13. İslami Magandalık
    İslami Magandalık
    15 Ağustos 2023
    ''Nazım’dan bu yana değişen sadece lümpenleşme ve magandalaşmanın İslam ile ambalajlanması oldu. İslami lümpenleşmenin ve magandalaşmanın en acı sonucu kadınlara, çocuklara ve doğaya yönelik saldırganlıktır ki, ne yazılsa eksik kalır'' “Türkiye…
  14. Maganda Politik
    Maganda Politik
    7 Ağustos 2023
    ''Zaten doğru düzgün bir feodalizm yaşamadığımız gibi hızlandırılmış alaturka-arabesk lümpen (ve dahi artık abdestli) kapitalizmle birlikte kültürel doku çürüdü; kitabına uygun bir burjuva-proleter ayrışması olmadı; değer yargıları alt üst oldu; magandalık…
  15. Mizah Bahçelerindeki Sararmanın Hüznü
     Mizah, alışılmış sıradan hayata ve olağan düşünceye kurulan tuzaklarla gülümsetmek, gülümsetirken düşündürmek demek. Tuzağın temel malzemesi zıtlıklardır, talihsiz rastlantılardır. Ancak, herkesin gözü önünde cereyan eden bir zıtlığı kopyalayıp temsil etmek…
  16. Halkçı Hayal Kırıklığı
    ''CHP yanlısı medyada da durum farklı değil. Kılıçdaroğlu’nun başını istemeyen kanal ya da köşe yazarı yok gibi. CHP genel başkanlığından istifa etmedi diye neler neler demiyorlar Bay Kemal için. “Haysiyetsiz”,…
  17. Şu Zalim Zamcının Ettiği İşler
    ''Vergiyi ve fiyatları tayin eden Allah olunca, imanı kuvvetli emekçiye şükretmekten başka bir şey kalmıyor. Oysa, imanı kuvvetli emekçi, merkezin solunda sayılan Ecevit’i bir kalemde silip atmıştı. Hatta Demirel bile,…
  18. Tayyip NATO'yu Dİze Getirdi!
    ''1950’lerde Başbakan Adnan Menderes’in Amerika gezisini izleyen Anadolu Ajansı Genel Müdürü’nün haberi(!)  “dalkavukluk başyapıtı” olarak basın tarihine geçmiştir. Genel Müdür’ün yazdığına göre Menderes Amerikalıları öyle etkilemişti ki, “Amerikalılar 'Allahım, bize neden böyle…
  19. Osmanlı Nasıl Savaşıyordu, Rus Nasıl Savaşıyor?
    ''Wagner, ezici çoğunlukla, savaşmak üzere cezaevlerinden salıverilen mahkumlardan oluşuyor. Kurucusu Yevgeniy Prigojin Sovyet döneminde gasp ve hırsızlık suçundan 10 yıl hapis yatmış. Sovyetler Birliği dağıldıktan sonra sosisli sandviç satışıyla yola…
  20. Merdan'a Namerdan Hukuk
    Merdan'a Namerdan Hukuk
    4 Temmuz 2023
    ''Merdan Yanardağ, düşman ceza hukukunun son kurbanı olarak tutsak edildi. Tutuklamanın resmi gerekçesi “terör örgütü propagandası yapmak” diye açıklansa da biliniyor ki Merdan, Cumhur İttifakı iktidarının Abdullah Öcalan ile yeniden…

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…