Brecht, Hitler'in iktidara yürüyüş öyküsü ile gangster Al Capone'un öyküsünü örtüştürür..-- Diktatörler ve gangesterler aslında korkaktırlar. Korkutarak korkularını aşmaya çalışırlar. Psikolojideki yansıtma gibi..
Alman halkı 19.cu yüzyıl ve 20.ci yüzyılın başında kültür seviyesi yüksek, demokrasi bilinci görece daha gelişmiş, emekçi sınıflarının siyasi bilinci, o dönemin Avrupası’nın en büyük sosyal demokrat partisi sayesinde yükseklerde..
İşte bu halk günün birinde, başta 1.D. savaşındaki yenilgi ve savaş tazminatları olmak üzere, bir çok koşulun bir araya gelmesi ve kimi siyasi hareketlerin aymazlığı sayesinde; yetenekleri kısıtlı, eğitimde başarısız birinin peşinden gitti.. O da dünyanın başına bela oldu.. Katliamların, soykırımların, 60 milyon insanın savaşta ölmesinin baş mimarıydı çünkü.
Adam, liseyi bitirememiş, resim akademisine girememiş, bir işte dikiş tutturamamıştı.. Ehil değil diye Avusturya ordusuna bile almadılar.. O da Alman ordusuna yazıldı, böylece parasızlıktan da kurtulmuş olacaktı. Ancak katıldığı birinci dünya savaşında rütbesi onbaşılıktan öteye geçemedi.. Yaşam tarzı lümpendi.. Sanat yeteneği olmayan, eğitimde başarısız adamların lümpen 'proletarya'nın pislik deryasında entrika, dolap çevirme eğilimleri gelişir.. O da bu sayede Alman lümpen proleterleri içinde kendisine yer bulabilecek, o çukurdan sıyrılabilecekti..
Bu adam Hitler’di..
Brecht, epik tiyatronun önemli örneklerinden biri olan ‘Arturo Ui’nin Önlenebilir Tırmanışı’ adlı ünlü oyununda Hitler'in iktidara yürüyüş öyküsü ile ünlü Chicago'lu gangster Al Capone'un öyküsünü örtüştürür..
Bütün diktatörlerin biyografileri aşağı yukarı benzer özellikler taşır. Gangasterlerin işleri ile diktatörlerin işleri arasında büyük benzerlikler vardır.. İkisi de karanlık işleri karanlık ilişkilerle yürütürler.. Bu yüzden çoğu diktatörün gangesterlerle ilişkileri özel bir yere sahiptir.. Batista, Somazo, Marcos, Franko, Pinochett.. Özellikle sivil diktatörlerin çoğu böyledir.. Muahliflerinin kanını 'oluk oluk' akıtma karşılığında, kirli işleri ve suçları görmezden gelinir, saraylarında ağırlayarak 'saygınlık' zırhı ile kuşandırırlar..
Bu yüzden olmalı Brecht diktatörler için şöyle demiştir: ‘’Aslında bunlar büyük politik suçlular değil, büyük suçlu politikacılardır.’’
Diktatörlerin başka bir ortak özelliği daha var.. Mesela, Hitler, keskin tavırları ve atak kararlarıyla, etkili hamasiyatı, yalan, karalama ve demogojik hitabetiyle 1919'da girdiği, -Alman sendika hareketinde güç kazanan sosyalist akıma karşı savaşmak için kurulmuş- Alman İşçi partisini ele geçirmişti.. Daha tanıdık olanları bir şiir okuyarak basamakları tırmandı.. Hem hamasetle ve hem de mağduriyetle..
Tarihte, alıp yerine başkası konulduğunda bile egemenlerin çarkını döndürecek yüzlerce isim asılıdır. Ama ezilmekten, mağduriyetten doğan 'liderler', zamanın ruhu ya da yeni yükselen ve o nedenle en saldırgan sermaye kesiminin temsilcileri ve ideologlarınca daha çok parlatılır. Kötülüğün her zerresine temas etmiş, hatta cumhuru temsil eden koltukta sahte diplomayla oturacak kadar sahtekarlıkta ustalaşmış bile olsa, onu bir kahraman kılığında servis ederler.. Egosu böyle şişirilen diktatörler, gün gelir sırtlarına bindiği insan-kulları, oturdukça götünün kılları olarak görmeye başlar.. Millet dedikleri, güdebildikleri sürüdür..
Diktatörler aslında korkaktırlar. Korkutarak korkularını aşmaya çalışırlar. Psikolojideki yansıtma gibi. Korku onlar için kalkan gibidir. Hem kendi içindeki korkuya karşı hem de dışarıdaki olası tehditlere karşı. Haziran gibi büyük toplumsal itirazlar ve isyanlar, diktatörlerin uykularını kaçırır. Tedirginlikleri, dışarıya yersiz hiddet ve öfke olarak yansır. Olağan zamanlarda bastırabildikleri, kontrol altında tutabildikleri saldırgan dürtüler, zincirlerinden boşanır, harekete geçer. Küfür ederler, hakaret ederler. En yakındakilerini bile, bakanlarını, milletvekillerini tokatlarlar. Muhataplarını aşağılarlar..
Korku salarak kendi korkularından kurtulmaya çalışırlar ama korkuyu saldıkça içlerindeki korku azalacağına artar. Suratları ne kadar buldoklaşıyorsa, bilin ki, korkuları da o kadar artıyordur. Korku ve tehdit dolu iç dünyaları, gerçeklik algılarını da bozar. İç dünyalarındaki gerçeğin yerini, uşakları, dalkavukları, kalemini satınaldıkları vasıtasıyla imal edilmiş kendi çarpık ‘gerçekleri’ alır. Bu imal edilmiş-gerçeklere inançları, bağlılıkları tamdır, başka hiçbir bilgi, ve deneyimin kıymeti yoktur. Onları yeni din gibi vaazederler. Bu imal edilmiş, sahte-yalan-uyduruk ‘gerçekler’, aynı zamanda yeni dinin de temelleridir. ‘Allahın bütün vasıflarının kendisinde toplandığı’na inadırmaya çalışırlar güce tapan ‘inançlı’ları. Bu çarpık gerçeği korumak için her yola, katliamlara, cinayetlere, suikastlere, işgallere başvururlar.
Dışarıya yansıyan öfkelerinin altında ise derin bir endişe ve korku vardır. Aslında korkudan ödleri b.klarına karışır..
Korkarlar çünkü işledikleri suçların farkındadırlar.. Daha önce aynı yoldan geçen diktatörlerin ve gangesterlerin akibetleri belleklerinin orta yerinde bir tümor gibi gittikçe büyür..
Mussolini bacağından asılmıştır.. Hitler intihar etmek zorunda kalmıştır.. Somazo, Markos hayatları boyunca kaçıp korkakça ölmüşlerdir..
Haşmetinden sual olunmaz bu adamların kaderinde bir sürüngen gibi ölmek de vardır..
**
Yarın halka karşı büyük suçlar işleyen korkak bir diktatörü, yeni suçlar işlemesini önlemek ve tarih önünde yargılamak ve mahküm etmek üzere oyumuzu kullanalım..
Yazarın Dİğer Yazıları
Fareler, Muktedirler ve Seçim
12 Mayıs 2023TİP’in kararı, HDP’nin Çengiz Çandar Tercihi
28 Nisan 2023Faşizm ve İç Savaş
30 Haziran 2022Devrimci durum ve Emek Cephesi
8 Kasım 2021Kurucu Meclis, Halk ittifakı ve HDP
23 Eylül 2021Mihri Belli’den kalan: Devrimin güncelliği
16 Ağustos 2021Güzel bir insan, kararlı bir devrimci: Şaban Ormanlar
13 Temmuz 2021Faşist MHP Kapatılmalıdır!
4 Temmuz 2021Finale Doğru
26 Nisan 2021Yeni-Osmanlı Galaksi İmparatorluğu:)
13 Şubat 2021Demokrasi Manifestosu, Geçici Hükümet’le Erdoğan’sız seçim!
11 Aralık 2020Seçimler Amerikan toplumundaki yarılmayı açığa çıkardı
11 Kasım 2020Egemen paradigmanın içindeki ‘Muhalefet’
3 Eylül 2020Devletin emperyalist siyaseti, faşizm ve Kürt sorunu
8 Temmuz 2020Dayanışma
21 Mayıs 2020AKP-MHP’li vekiller deyyusların ‘siyasi’ temsilcileri mi?
16 Nisan 2020Cumhuriyeti mi, tasfiyesini mi kutluyorsunuz!
31 Ekim 2019Marksist Devrimci olarak Mihri Belli
16 Ağustos 2019Cumhur ittifakı değil Cürüm ittifakı
13 Mayıs 2019İkili kriz: hem iktidar hem muhalefet
27 Şubat 2019