Kadınlar 2022'ye, nafaka gaspı, yoksulluk ve erkek şiddetine karşı isyanla başladı

Nuray KILIÇ

20 Ocak 2022
Kadınlar 2022'ye, nafaka gaspı, yoksulluk ve erkek şiddetine karşı isyanla başladı

11 Ocak’ta Kadıköy Süreyya Operası önünde Kadın Savunma Ağı,  "Nafakanın gaspına, yoksulluğa, erkek şiddetine isyandayız" yazılı pankart açarak eylem yaptı. Yapılan açıklamada, erkeklerin nafaka mağduru olduğu yalanlanırken, İstanbul Sözleşmesi'ni fesheden iktidarın nafaka hakkına da göz diktiği söylendi.

Ayrıca ekonomik krizin de giderek derinleştiği hatırlatılarak krizin en çok kadınları etkilediği vurgulandı. Türkiye'de ped ve çocuk bezlerinin yüzde 18 KDV ile satılmasına da tepki gösterildi. Açıklamanın sonunda "Nafakanın gaspına, yoksulluğa, erkek şiddetine, geleceksizliğe karşı feminist isyandayız" denilerek "Yaşasın feminist mücadelemiz" sloganı eşliğinde eylem sona erdi. 

Gülistan Doku nerede?

5 Ocak’ta İki yıldan beri kayıp olan, Gülistan Doku için İstanbul başta olmak üzere, birçok ilde eylem yapıldı. Meydanlardan bir kez daha ‘’Erkek egemen adalete sırtını dayayan failler cezasız kalmayacak’’ ve ‘’Gülistan Doku Nerede?’’ diye haykırıldı. 

Kadınlar, hayatları ve yaşam alanları için direniyor

Aydın Germencik’e bağlı Dağyeniköy’de Maden Teknik Arama (MTA) tarafından siyanürle altın aramak için etüt çalışması yapılmasına yöre halkı tepki gösterdi. Meydanda toplanıp çalışmanın yapıldığı alana yürüyen yöre halkı jandarma barikatını aştı geçti.    

 

"Kâğıdı ve kitabı alırsanız, yasayı avucumuzun içine yazıp adaleti arayacağız."


6 Ocak günü Kabil sokaklarında Afgan kadınlarının protestosu vardı. Taliban’ın ülkeyi ele geçirdikten sonra kadınların yaşam haklarına ve yaşam alanlarına yapılan saldırılara karşı Afgan kadınları direnmeye devam ediyor. 

Avuçlarına sembolik olarak yasaları yazan protestocu kadınlar Taliban'a şunları söyledi: "Kâğıdı ve kitabı alırsanız, yasayı avucumuzun içine yazıp adaleti arayacağız." 

**

2022 yılının ilk on beş gününde, 10 kadın yakınlarındaki erkekler tarafından katledildi. Yasa koyucular, yıllardan beri giderek artan kadın cinayetlerine çözüm bulmak yerine, failleri koruyor. 

5 Ocak’ta Antalya'da Saadet Tutkanç, evinde Vural Yılmaz isimli erkek tarafından boğularak öldürüldü. Caninin Kadının Cansız bedenini sandığa saklandığı ortaya çıktı. 

7 Ocak’ta Denizli’de yaşayan Safiye Gülkaya isimli kadınevli olduğu erkek Cafer Gülkaya tarafından av tüfeğiyle vurularak öldürüldü.

7 Ocak’ta Ankara'nın Keçiören ilçesinde Funda Koyuncu evli olduğu Recep Koyuncu tarafından bıçaklanarak öldürüldü. 

7 Ocak’ta Gaziantep Şahinbey ilçesi Ertuğrul Gazi Mahallesi’nde yaşayan Nurcan Kartal, evli olduğu erkek Nurettin Kartal tarafından şiddet uygulanarak öldürüldü. 

8 Ocak’ta Antalya'da bir kafede Edanur Demir, Semih Melih D. isimli erkek tarafından silahla başından vurularak öldürüldü. 

10 Ocak’ta Mersin'de işe gitmek için evden çıkan Raziye Oskay Sokak ortasında Barış Can Uçuk adlı erkek tarafından tabanca ile vurularak öldürüldü. 

11 Ocak’ta İstanbul Tuzla’da bir restoranda, avukat Dilara Yıldız, defalarca uzaklaştırma kararı aldırdığı eski nişanlısı Oktay Dönmez isimli erkek tarafından öldürüldü.

13 Ocak’ta Ankara'da Özge Nur Tekin, 'cin çıkartma seansı' ile evli olduğu Selçuk Tekin tarafından sırtına 100 kez oklavayla vurularak işkence edilerek öldürüldü.  

14 Ocak’ta Bursa'da yaşayan Gözde Korku,  evli olduğu erkek Orcay Korku tarafından tabancayla vurularak öldürüldü. 

14 Ocak’ta Afyonkarahisar’da yaşayan Emsal Emiş, evli olduğu erkek Bayram Emiş tarafından defalarca bıçaklanarak öldürüldü. Katil eş ardından intihar etti. 

11 Ocak’ta İstanbul Ümraniye’de 13 yaşındaki kız çocuğunu taciz eden şüpheli, kızın akrabaları tarafından kızın ağzından yazılan mesajlar ile buluşmaya davet edildi ve darp edildi. 

11 Ocak’ta İzmir'de bir ortaokulda kantin işleten Turan Duman, 15 öğrenciyi taciz ettiği iddiası üzerine veliler okulu bastı ve kantinci Turan Duman hakkında şikâyetçi oldu. 

12 Ocak’ta Malatya'da bir erkek, durakta bekleyen kadını takip ederek, sokak arasında kıstırıp taciz etti. O sırada kadın çantasında taşıdığı ekmek bıçağını şahsın bacağına sapladı. Yaralı tacizci hastaneye kaldırılırken, kadın gözaltına alındı. Öz savunma uygulamak zorunda olan kadınlar değil, sırtını erkek devlete dayayarak taciz eden failler cezalandırılmalıdır. Kadınların güvende olduğu hiçbir alan yokken öz savunma haktır.

12 Ocak’ta Kırıkkale Üniversitesi’nde öğretim görevlisi Prof. Dr. Harun Öztürkler ’in öğrencisi olan kadınları sosyal medya üzerinden sistematik bir şekilde taciz ettiği ortaya çıktı. Prof. Öztürkler hakkında üniversitede soruşturma başlatıldı. 

14 Ocak’ta İstanbul merkezli 5 ilde Telegram üzerinden kurdukları gruplarda, çocuklara ait müstehcen görüntüleri satan ve paylaşan 44 şüpheliden 37’si adliyeye gönderildi. Şüphelilerin birçoğunun suçlamaları kabul ettiği, dijital malzemeleri arasında 2-12 yaş arası çocuk görüntüleri bulunduğu öne sürülürken, aralarında bir beyin cerrahı ve 2 kamu görevlisi olan 28 şüpheli adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 9 şüpheli tutuklandı. 

10 Ocak’ta Kocaeli’nde üniversite öğrencisi Sedef Nur Çağlar misafirliğe gittiği evin 7. katından düşerek ağır yaralandı. Olay sonrası ev sahibi 2 polis memuru gözaltına alınarak açığa alındı.  Hastaneye kaldırılan Sedef Nur Çağlar'ın durumunun ağır olduğu ve yoğun bakım ünitesinde tedavisinin devam ettiği belirtildi. 

İş bırakma eylemi, kadınların kazanımı ile sonuçlandı.


6 Ocak’ta Mersin Tarsus'ta Sebze Meyve Hali'nde düşük ücret ve çalışma koşullarının iyileşmesi için yaklaşık 200 kadın işçi, iş bırakma kararı aldı. İş bırakma eylemi, kadınların kazanımı ile sonuçlandı. Kadınlara hakaret ettiği ifade edilen Mersin Tarsus Sebze Meyve Hal Başkanı Çetin Çalkın ile haldeki diğer işverenler, kadınların geri adım atmaması üzerine kadınlarla toplantı gerçekleştirdi. Günlük 150 TL ile çalıştırılmak istenen kadınların direnişi sonucu, günlük yevmiyeleri 170 TL olarak belirlendi. Emekçi kadınların ücret talepleri kabul edilirken, çalışma koşullarına dair bir iyileştirmeye gidilmedi

 TARİHTE GEÇEN HAFTA 

02 Ocak 1902’de Safiye Erol, Edirne’nin Uzunköprü ilçesinde doğmuştur. 7 Ekim 1964 tarihinde İstanbul'da vefat etmiştir. Safiye Erol, doğu ve batı medeniyetini kaynaştırmış bir yazardır. Batı medeniyetinin eksiklerini, doğu medeniyetinin üstünlükleriyle tamamlayarak uyumlu bir sentez oluşturmayı hedeflemiştir. Safiye Erol’un bu hedefleri roman kahramanlarının kişiliklerine yansımıştır.  Bir röportajında en çok neye düşkünsünüz, sorusuna “Hürriyet ve İstiklal” diye cevap veriyor. - Kayıtsız şartsız mı? Sorusuna karşılık- O kadar ki, hürriyetimi, ne de olsa tahdid (sınırlanacak) diye, şöhretten bile korkuyorum… diye cevap vermiştir. Romanları; Ciğerdelen, Ülker Fırtınası, Dineyri Papazı, Leylâk Mevsimi, Makaleler, Kadıköy’ün Romanı, Çölde Biten Rahmet Ağacı’ dır. 

02 Ocak 1943 tarihinde, Janet Akyüz Mattei Bodrum’da doğmuştur. 1970’de Ege Üniversitesi’nden master (yüksek lisans) derecesini aldıktan sonra Virginia Üniversitesi’nde değişken yıldızlardan T Tauri yıldızları üzerine ikinci masterını alır. Burada Janet hem şahsi, hem de akademik ön yargılara maruz kalır. Kadındır, Türk’tür ve Yahudi’dir, kendisinde doktora yapma kapasitesi olmadığı söylenir. Janet Akyüz dünyanın en büyük yıldız gözlem kuruluşu olan Amerikan Yıldız Gözlemcileri Birliği’nin 30 yıldan fazla başkanlığını sürdürmüş ve dünya çapında uzman ve amatör gökbilimcilere ilham olmuştur.  Janet Akyüz Mattei’nin adı bir asteroide veriliştir. 180 kadar bilimsel yayını, pek çok uluslararası ödülü bulunmaktadır.  

04 Ocak 2003 tarihinde, Sabiha Rıfat Gürayman 93 yaşında İzmir’de vefat etti. Türkiye’nin ilk kadın inşaat mühendisidir. Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ilk kadın voleybolcusudur. 1928 yılında Fenerbahçe erkek voleybol takımının kaptanlığını yapmıştır.

05 Ocak 1935 tarihinde, Füruğ Ferruhzad doğdu. İranlı şair, yazar, oyuncu, yönetmen ve ressam olarak ün salmıştır.  20. yüzyılda İran'da yetişmiş en önemli şairlerindendir. Modern İran şiirine önemli katkılar sağlayan şairin ölümünden sonra çalışmaları Soğuk Mevsim adıyla çıkarılan kitapta toplandı. Michael Hillman, Yalnız Kadın adıyla onun hayatını ve şiirlerini 1987 yılında yayınladı. Füruğ Ferruhzad şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeker. Bunun yanında, şiirlerinde kadınların sorunlarını ele almakta ve İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. Bu fikirleri zaman zaman şiddetli tartışmalara yol açmıştır. İran'da kadınların yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunan şair, Şah'ın despotluğuna da karşı çıkmıştır. Şiirleri kimi zaman İran toplumunda erotik bulunmuştur.

05 Ocak 1937 tarihinde, Helene Cixous, Cezayir'in Vahran şehrinde doğdu. Postmodern feminizmin ve postyapısalcı düşüncenin önemli isimlerinden biridir. Fransız feminist kuramlarının bir temsilcisi sayılmaktadır. Psikanaliz, edebiyat ve felsefe alanlarında etkilidir ve çalışmalarında postyapısalcı düşünürler ve özellikle de Jacques Derrida etkisi görülür. Freud, Lacan ve Derrida gibi filozofların etkisinde kalan Cixous, psikanaliz, edebiyat ve felsefeyi bir araya getiren çalışmalar gerçekleştirmiştir. Helene Cixous’un iki ana yönelimi dikkat çekicidir; birincisi çelişki ve hiyerarşi üzerine kurulu her türden düalist düşünce biçimlerinin reddi ve ikinci olarak, zengin ve çoksesli olduğunu kabul ettiği dişil yazın türüne verdiği kesin önem. Öyle ki, dişil libido ile dişil yazın arasında paralellikler kurmanın ötesinde, Cixous, ataerkil düzende ancak dişil yazın dediği şey ile mücadele edilebileceğine inanır.

 08 Ocak 1863 tarihinde, Ellen Churchill Semple doğdu. Ellen Churchill Semple, Amerikalı bir coğrafyacı ve Amerikan Coğrafyacılar Derneği'nin ilk kadın başkanı. Amerika Birleşik Devletleri'nde coğrafya disiplininin, özellikle insan coğrafyası çalışmalarının erken gelişimine önemli ölçüde katkıda bulundu. En çok antropocoğrafya ve çevrecilik alanındaki çalışmalarla ve " çevresel determinizm " tartışmasıyla yakından ilişkilidir. Üniversite okumak için Almanya'ya gitti. Bir kadın olarak, üniversiteye girmesi yasaklanmıştı, ancak beş yüz erkek öğrenciden oluşan bir sınıftaki tek kadın olarak derslerine katılmak için izin alabildi. 

 09 Ocak 1857 tarihinde Anna Kuliscioff doğdu. Yahudi-Rus devrimci, feminist, anarşist, İtalya'da tıp eğitimi yapan ilk kadınlardan biridir. Anna Kuliscioff, sendikacı Maria Goia ile birlikte, oyların kadınları kapsayacak şekilde genişletilmesi mücadelesinde de aktif bir rol oynadı. Öyle ki, onun desteğiyle, kadınların oy hakkı için Sosyalist Komite 1911'de doğdu. Ancak ertesi yıl, Giolitti'nin genel erkek oy hakkı kurumuna ilişkin çıkardığı ve diğer şeylerin yanı sıra otuz yaşına gelmiş okuma yazma bilmeyen insanlara da oy kullanma hakkını tanıyan bir yasa, kadınları oy hakkından dışlamaya devam etti. Yayınlarından bazıları: Kadın proletaryası ve Sosyalist Parti, Ulusal Sosyalist Kongresi Raporu, Proleter Kadınlar, Kadınların Oy Hakkı İçin.

09 Ocak 1908 tarihinde, Simone de Beauvoir doğdu. Fransız yazar ve feminist filozoftur. Roman, felsefe politik ve sosyal deneme, biyografi ve otobiyografi yazarı, aynı zamanda gazetecidir. En önemli eseri 1949’da yazdığı, kadınların gördüğü baskıların bilimsel incelemesini yaptığı ve modern feminizmin temellerini kurduğu İkinci Cins (Le Deuxième Sexe) tir.

13 Ocak 1959 tarihinde, kadın avukatlar Refik Erduran’ın “Bir Kilo Namus” adlı eseri için, kadınların şeref ve haysiyetlerinin zedelendiğini gerekçe göstererek dava açtı. 

13 Ocak 1810 tarihinde, Ernestine Rose doğdu. Amerikalı yazar. Elizabeth Cady Stanton ve Susan B. Anthony adlı düşünürlerle aynı dönemde yaşamış; kadınlara oy hakkı ve kölelik karşıtlığını savunmuştur. Amerika Birleşik Devletleri'nde kadın hakları hareketinin önde gelen üyeleri arasında sayılmaktadır. Ateist feminizm adlı akımın kurucusu olarak da tanınan Rose 1996'da National Women's Hall of Fame üyeliğiyle onurlandırılmıştır.

14 Ocak 1841 tarihinde, Berthe Morisot doğdu. İzlenimcilik akımının üyesi olan Fransız ressamdır. Uzun yıllar boyunca, -muhtemelen kadın olduğu için- küçümsenen Morisot, günümüzde artık izlenimci ressamların öncülerinden kabul edilmektedir. 1864 yılında, devlet tarafından desteklenen ve akademisyenlerin jüri olarak sergilenecek eserleri seçtiği Paris Salonu'na ilk defa resimleri kabul edilen ve 1874’e kadar altı yıl daha Salon'a eserleri kabul edilen öncü ressamdır.

15 Ocak 1919 tarihinde, Rosa Luxemburg 48 yaşında öldürüldü. Polonya doğumlu Alman Marksist politika teorisyeni, filozof ve devrimcidir. Daha genç yaşlarında sosyalizmle tanıştı ve dönemin solcu gruplarında yer aldı. Proletarya Partisi’ne katıldı ve Çarlık gizli polisinin takibinden kaçmak ve eğitimini sürdürebilmek için 18 yaşında İsviçre’ye iltica etti.

1889'da Zürih Üniversitesi'ne girdi. Burada felsefe, tarih, politika, ekonomi ve matematik öğrenimi gördü, hayatında büyük etki bırakacak isimlerle tanıştı. Okulu bitirdikten sonra, sosyalistlerin kitlesel hareketlilik içinde olduğu Almanya’da yaşamayı tercih ederek Berlin’e yerleşti. Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin (SPD) aktif ve itibarlı bir üyesi oldu. Çok defa tutuklandı ve hapis yattı. Dost olduğu sosyalistler arasında kadınların eşitliği için mücadele veren Clara Zetkin de bulunuyordu. Birinci Dünya Savaşı öncesi Almanya’da yükselen milliyetçilik ve militarizmin SPD politikaları üzerinde etkili olması, Rosa Luxemburg’u parti liderliğine muhalif bir konuma taşıdı. Kendisi gibi savaş karşıtı olan Karl Liebknecht ile birlikte SPD’den ayrılarak Spartaküs Birliği’ni kurdu. 15 Ocak 1919'da Rosa Luxemburg ve arkadaşları tutuklandılar, Luxemburg yediği darbelerle bilincini kaybetti ve ölene kadar dövüldü. Rosa’nın cesedi bir kanala atıldı. Basılı son sözleri şöyleydi: “Vardım, Varım, Var Olacağım.” Rosa Luxemburg başarılı bir hatip ve önemli bir Marksist kuramcıydı. Militarizme karşı sonuna dek barışı savunmuş, hayatının bir döneminde erkek şiddetine maruz kalmış bir kadın olarak mücadeleden asla vazgeçmemişti.





.

 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…