Hafızamızı nasıl geliştirebiliriz?

Adam Grant

25 Nisan 2019
Hafızamızı nasıl geliştirebiliriz?

İnsanlar aslında muazzam bir hafıza kapasitesine sahipler. Sadece nasıl kullanacağımızı bilmiyoruz.

İyi bir barmende bulunması gereken özellikler nelerdir? İdeal adayınız muhtemelen bir ayrılık sonrası sizi teselli edebilecek, gıcık müşterilerle baş etmesini bilen ve bir sürü kokteyli hızla hazırlayabilecek bilgi ve beceriye sahip biri olacaktır.

Ama yıllar önce Gallup barmenlerin performansı üzerine bir araştırma yaptığında hiç de beklenmedik bir sonuca ulaşmıştı. En iyi barmenler olağan dışı şekilde ayrıntılı bir hafızaya sahip olanlardı. Sadece düzenli müşterilerin ismini değil, ne sipariş ettiklerini de hatırlıyorlardı.

Hafızaları ne kadar iyiydi ki? Bunu bulmak için Gallup bar ve kulüp sahipleriyle işbirliği yaparak “One Hundred Club” adlı bir yarışma başlattı. 100 müşterinin ismini ve siparişlerini hatırlayan barmenler ödüllendirilecekti. En büyük ödül 500’ü bulana gidecekti ama bu yarışma-araştırmanın düzenleyicileri kimsenin bunu başarabileceğini sanmıyordu. Ama birkaç yıl sonra, Janice adında bir İngiliz barmen, 3000 müşterisinin isimlerini ve siparişlerini sayarak onları haksız çıkardı.

Ortalama bir insan hafızası 2.5 petabyte(2.5 milyon gigabyte)lık bir bilgisayar sabit diskine kuvvetlidirBöyle bir hafıza biraz doğuştan gelen bir yetenek gibi gelse de, görünen o ki öğrenilebilir bir beceri imiş. Örneğin Joshua Foer adlı bir gazeteci, bir yıllık eğitimin ardından ABD Hafıza Şampiyonasını kazandı.

Foer, “Herkesin belirli bir konuda gelişmiş bir hafızası vardır,” diyor. “Aslında muazzam bir kapasiteye sahibiz ama bunu harekete geçirecek doğru teknikleri bilmiyoruz.”

Okuldan kalan faydasız çalışma alışkanlıklarımızı bir yana bırakıp şu üç adımdan başlayabiliriz.

Birincisi: Tüm gece tekrar yapmaya güle güle deyin. Bir dizi deneyde, öğrencilere hikayeler dinletildi ve bir saat sonra ne kadarını hatırladıklarını ölçen bir test yapıldı. Hikâyeyi dinledikten hemen sonra karanlık ve sessiz bir odada oturup hiçbir şey yapmadan beklemişseler hatırlama oranları yüzde 10 ila 30 artıyordu. Zihninizin dinlenmesi ve hikayedeki bilgileri özümsemesi lazım. Bu hafıza sorunları olan insanlar için özellikle önemli: inme veya benzeri nörolojik rahatsızlıklar geçiren hastalarla yapılan deneyler, dinlenmenin hatırlamayı yüzde 7’den 79’a çıkardığını gösteriyor.

İkincisi: Tekrar okuyup altını çizmek de çözüm değil. Araştırmalar, fazla faydası olmadığını gösteriyor; bunlar çok pasif öğrenme yöntemleri. Onun yerine aktif bir şey deneyin: kendi kendinizi test edin. Kanıtlar gösteriyor ki uygulamalı testler diğer her türlü teknikten daha fazla işe yarıyor. Bilgiyi kendi zihninizden tekrar tekrar geri çağırdığınızda, bir sonraki sefer nerede bulacağınızı biliyorsunuz ve hafızanızda nerelerde boşluk olduğunu hızla keşfedip dolduruyorsunuz.

Üçüncüsü: Birine anlatın. Yakın tarihli bir deneyde, insanlara ses dalgaları ve Doppler etkisi öğretildi. (Ambülans sireninin size yaklaştıkça tizleşeceğine, uzaklaştıkça tizliğin düşeceğine dayalı olgu.) Çalışmanın sonunda, katılımcılardan aldıkları notlara bakarak veya bakmayarak konuyla ilgili bir ders vermeleri isteniyor. Bir hafta sonra sürpriz bir teste tabi tutuluyorlar. Dersi notlara bakmadan anlatanlar daha iyi sonuç alıyor.

Meselenin özü, Doppler etkisini kendi sözcükleriyle anlatmış olmaları. Bir şeyi gerçekten öğrenmenin en iyi yolu onu öğretmek—sırf açıklamak anlamanıza yardım ettiği için değil, bilgileri kendi hafızanızdan çağırmak hatırlamanıza yardımcı olduğu için.

Kaynak

Dünyadan Çeviri: Serap Güneş

 
 

ANALİZ

ANALİZFaşizm ve İç Savaş

Faşizm ve İç SavaşErdoğan- Bahçeli ikilisinin ya da Cumhur ittifakının ülkede iç savaşı da göze…