Uzmanlara belirli mesleklerin ne zaman tamamen makinelerin kontrolüne geçeceği sorusunu yanıtlıyor.
Google'ın son raporuna göre yapay zekanın yükselişi, "yaşamımızın en derin teknolojik değişimi" niteliğinde. Bu değişimin hayatımızı etkilediği alanların ilk sırasında ömrümüzün büyük kısmını kaplayan mesleklerimiz yer alıyor.
Uzmanlar, yapay zekanın yepyeni iş alanları açarken, bazı işlerin de otomatikleşmesine neden olacağı görüşünde. Bu da halihazırda var olan pek çok mesleğin çok yakın bir gelecekte makineler tarafından icra edileceğini düşündürüyor.
Popüler çevrimiçi kurs platformu Coursera, sadece 2025'e kadar dijitalleşme, veri ve yapay zeka alanlarındaki gelişmelerin 97 milyona yakın yeni iş yaratacağını öne sürüyor. Öte yandan dünyaca ünlü yatırım bankası Goldman Sachs'ın bir raporunda, aynı zaman zarfında 300 milyon işin otomatikleşeceği sonucuna varılmıştı.
Aynı rapora göre yapay zeka kaynaklı otomasyondan en çok etkilenecek ilk üç sektör arasında ofis çalışanları, idari destek personeli ve hukuk yer alıyor.
Buradan hareketle uzman görüşleri ve araştırmalar ışığında yapay zekanın yakın gelecekte otomatikleştireceği 10 alanı ele aldık. Uzmanlara belirli mesleklerin ne zaman tamamen makinelerin kontrolüne geçeceği sorusunu da yönelttik.
Bunlar arasında Goldman Sachs'ın raporunda yer alan mesleklerin yanı sıra eğitim, yayıncılık, güvenlik ve mavi yaka meslekleri de kapsayan sektörler yer alıyor.
1. İdari işler: 2030 - 2035
Son bir yıl içinde çeşitli saygın kurumların yürüttüğü araştırmalarda mesleğini yapay zekaya kaptırma riskiyle en fazla karşı karşıya olan kişilerin ofislerde muhasebeciler ve idari işleri üstlenenler olduğu görülüyor.
Örneğin Goldman Sachs'ın bahsi geçen raporunda ofis çalışanlarının ve idari destek personellerinin yapay zekayla gelen otomasyondan yüzde 46 oranında etkilendiği ifade edilmişti.
Benzer şekilde ABD'deki Princeton Üniversitesi'nin bir araştırmasında da bütçe analizi, muhasebecilik ve çağrı merkezi çalışanlarının en riskli 20 meslek arasında yer aldığı ortaya çıkmıştı.
Şirketler idari personelin yerine getirdiği kayıt tutma işlemleri için gün geçtikçe yazılımlara yöneliyor. Yazılımların da maliyeti var ama bu maliyet çalışanlara yapılan ödemelerden daha az.
Microsoft Office, FreshBooks ve Quickbooks gibi yazılımlar, bugün şirketler tarafından en sık kullanılan araçlardan. Söz konusu araçların yapay zekayla daha fazla entegre edilmesi, verilerin insan hatası olmadan saklanmasını ve analiz edilmesini sağlıyor.
Stratejik Yönetim Danışmanı Canan Duman'a göre yapay zeka kaynaklı otomasyon riski en yüksek olanlar, genellikle rutin ve giriş seviyesi işler.
Independent Türkçe'ye konuşan Duman, "Yapay zekanın insanlara göre ana avantajı, büyük miktarda veri içindeki inanılmaz derecede ince detayı tespit etme yeteneği" ifadelerini kullanıyor:
Örneğin kredi onayını ele alalım. Bir sigortacının sigorta başvurunuzu onaylayıp onaylamamaya karar verirken, satın alma işlemlerinizi sağlık kayıtlarınız, kullandığınız uygulama ve cihazları milisaniye cinsinden ve çok daha doğru bir şekilde değerlendirdiğini varsayalım. Bu tür algoritmalar, rutin beyaz yakalı işlerin yerini kolayca alacaktır. Tıpkı yazılımların defter tutma ve veri girişi gibi rutin beyaz yakalı görevleri sürekli olarak devralması gibi.
Yapay zekaya ayak uydurmak ve ortaya çıkacak yeni iş alanlarını doldurmak için çalışanlara eğitim verilmesi gerektiğini vurgulayan Duman, aksi takdirde epey olumsuz bir tablonun ortaya çıkacağı görüşünde:
Gelecekte yapay zeka, kredilerimizi taahhüt etmekten evlerimizi inşa etmeye ve hatta bizi işe alıp işten çıkarmaya kadar her şeyi yapacak. İşin yapılış biçimindeki bu dönüşüm, yalnızca ciddi işsizliğe yol açmayacak, aynı zamanda potansiyel olarak depresyon, madde bağımlılığı, genişleyen eşitsizlik ve toplumsal huzursuzluk gibi bir dizi toplumsal sorunu beraberinde getirecek.
İnsan kaynaklarının yerini halihazırda yapay zeka alıyor
Dünyanın en büyük bilişim teknolojisi şirketi IBM, kısa süre önce bazı rollerde işe alımları durduğunu açıklamıştı. Söz konusu işlerin, yapay zekayla değiştirilebilecek, müşteri odaklı olmayan roller olduğu belirtilmişti.
IBM CEO'su Arvind Krishna, askıya alacakları pozisyonların çoğunlukla insan kaynaklarında olacağını belirtiyor. Üstelik şirketteki bu pozisyonlar, kabaca 26 bin çalışana tekabül ediyor.
Krishna mayıs başında Bloomberg'e yaptığı açıklamada, çalışanların farklı departmanlara geçişlerini belgelemek ve istihdam doğrulama mektupları yazmak gibi İK görevlerinin muhtemelen yapay zekaya ilk aktarılanlar arasında olacağını söylemişti.
Krishna'ya göre, 260 bin çalışanı olan şirkette müşterilerle etkileşime geçme ve yazılım geliştirmeye odaklanan işler önümüzdeki yıllarda bu süreçten etkilenmeyecek.
2. Yatırım uzmanları ve danışmanlar: 2025 - 2030
İdari işler personelinin ardından otomasyon riskini en derinden hisseden meslekler arasında yatırım uzmanları ve danışmanlar geliyor.
Zira sohbet botlarının yaygınlaşmasıyla finansal veriler ve yatırım tavsiyeleri üzerine eğitilen sistemler ortaya çıktı. Örneğin kısa süre önce, dil modeli GPT-4'ü bir yatırım uzmanına dönüştüren Alpha duyuruldu.
Public firması tarafından geliştirilen Alpha, gerçek zamanlı ve geçmiş piyasa verilerini işleyip analiz etmeye yarıyor.
OpenAI'ın sohbet botu ChatGPT'nin piyasaya sürülmesi ünlü yatırım bankası JPMorgan'ı da harekete geçirdi. Kurumun yatırım tavsiyesinde bulunabilecek yapay zeka yazılımı üzerinde çalıştığı öğrenildi.
Banka IndexGPT adını verdiği bu sistem için mayıs ayında ABD'de patent başvurusunda bulundu.
Duman'a göre, yapay zekalı bu yeni nesil danışmanlara "robo-danışman" adı veriliyor. Bu kavram, müşterilere otomatik finansal hizmetler sağlayan çevrimiçi uygulamaları ifade ediyor.
"Robo-danışmanlar, müşterinin finansal hedeflerini ve mevcut parasal durumunu belirlemeyi amaçlayan bir dizi soruya dayalı çözümler sunar" diyen Duman, şöyle ekliyor:
Yapay zeka muhtemelen daha kişiselleştirilmiş hizmet sunabilecektir. Daha fazla veriyi işleyebildiği ve daha iyi tahminlerde bulunabildiği için daha verimli ve doğru sonuçlar verecektir.
Goldman Sachs'ın raporunda da ticaret ve finans sektörlerinin yapay zekadan yüzde 35 oranında etkilendiği sonucuna varılıyor.
"Gelecek şimdiden burada"
Duman'ın aktarımına göre birçok banka, müşteri memnuniyetini artırmaya yardımcı olabilecek, insanların beklentilerini ve tercihlerini anlamak da dahil olmak üzere müşteri davranışını tahmin etmek için makine öğrenimi ve yapay zekayı zaten kullanıyor.
Yapay zekanın daha güvenli bir finansal deneyime katkıda bulunarak dolandırıcılığı tespit etmek için de kullanılabileceğini aktaran Duman, şöyle ekliyor:
Bu nedenle, finansal planlamanın geleceği şimdiden burada gibi görünüyor.
3. Hukuk: 2030 - 2035
Yukarıda bahsi geçen Goldman Sachs raporuna göre yapay zekadan en çok etkilenen sektörler arasında hukuk da yer alıyor. Raporda sektörün yüzde 44 oranında etkilendiği belirtilmiş.
Özellikle dava açmanın epey pahalıya mal olduğu ABD gibi ülkelerde yapay zekanın başvuru süreçlerini hızlandırmasının maliyetleri düşürmesi bekleniyor.
ABD'li kamu araştırmacısı Center for American Progress'e göre, "yapay zeka, ABD adalet sisteminde yasal temsile eşit erişimi teşvik etmek, yoksulluğu sona erdirmek, ayrımcılıkla mücadele etmek ve fırsat yaratmak açısından önemli" olabilir.
Asistan ve stajyerlerin işini almaya başladı
Kısa süre önce ChatGPT üzerine inşa edilen Casetext adlı yapay zeka aracı buna bir örnek. Bir hukuk asistanı olarak tasarlanan Casetext, bir avukatın normalde asistanına soracağı soruları yanıtlamaya yarıyor.
Örneğin bir avukat bu yapay zeka aracına, "Üzerinde çalıştığımız vakaya benzer olguları sıralar mısın?" diyebilir. Bu da araştırma ve sunma sürecini insan asistanlar yerine avukatların yapmasını sağlayabilir.
ABD'nin önde gelen düşünce kuruluşlarından Brookings Enstitüsü'ne göre bu gelişmeler ışığında avukatların, yeni ortama uyum sağlayabilmesi için hukuk firmalarının yeni eğitimler başlatması gerekecek.
Hukuk fakülteleri müfredatlarını, öğrencilere yapay zekalı yazı ve araştırma araçlarının nasıl kullanılacağını öğretecek şekilde genişletilmesi de gerekli olabilir.
Yeditepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nde araştırma görevlisi Eşref Barış Börekçi, "Kısa vadede, ekonomik fayda sağlamaya daha elverişli olan, avukatlık faaliyetiyle bağlantılı alt meslek gruplarının (takip elemanları, paralegaller, Türkiye özelinde stajyer avukatlar) iş kapsamının şekil değiştirmesi, akabinde bu meslek gruplarının bazılarının ortadan kalkması veya yeni meslek tanımlarının ortaya çıkması son derece olası görünüyor" diyor.
Independent Türkçe'ye konuşan Börekçi, halihazırda Türkiye'deki büyük hukuk bürolarında ürün sahibi (product owner) pozisyonunda yazılımcıların çalışmaya başladığını ifade etti:
Bir hukuk bürosunda hukuk disipliniyle alakası olmayan bir yazılımcı çalıştırılması bundan 10 yıl önce sadece hayal olabilirdi.
Sanal hakimler ve avukatlar devri yakın mı?
Çin, mahkemelerinde yapay zekadan yararlanmanın yollarını 2016’dan beri arıyor. İlk başta yapay zekanın katılımı yukarıda bahsedilen görevlerle, yani davaya ilişkin delillerin sunumu ve araştırmalarla kısıtlıydı. Ancak ülke bununla kalmadı ve 2019’da davalara yardımcı olmak üzere "yapay zekalı yargıç" geliştirdi.
Böylece başkent Pekin'de İnternet Mahkemesi’ne bağlı çevrimiçi dava hizmeti merkezinde, davaların açılması ve işleme konulması gibi sıradan hukuksal işlemlerde yapay zeka teknolojisi kullanılmaya başlandı. Bu birime bakan kişi ise, sanal bir kadın hakim.
Bu arada yargıyla yapay zekayı birleştirme çalışmalarının başında Çin’in yanı sıra ABD ve BK geliyor. ABD adalet sisteminde risk değerlendirme aracı olarak kullanılan COMPAS algoritması, bir sanığın yargılama sırasında tutuklu mu tutuksuz mu yargılanacağı kararının verilmesi için kullanılıyor. Sanık için yapılan "Risk Değerlendirme" sonrasında risk puanı yüksek sanıklar tutuklanma, risk puanı düşük sanıklar ise serbest bırakma tavsiyesiyle yargıç karşısına çıkıyor.
Estonya Adalet Bakanlığı da maliyeti 7 bin euro’dan az olan anlaşmazlıkları çözmek için "robot yargıç" kullanmayı planlıyor.
Tüm bunların temel amacı, hukukçuların üzerindeki yükü hafifletmek ve insan kaynaklı hataları sıfıra indirmek.
Ancak hukukta yapay zekanın aldığı kararlarla ilgili endişe verici haberler de geliyor. Örneğin, ABD'de yaşayan 65 yaşındaki Michael Williams, güvenlik güçlerinin kullandığı yapay zeka sisteminin haksız yere hapis yatmasına sebep olduğu gerekçesiyle Şikago polisine temmuzda dava açmıştı.
Börekçi'ye göre de yapay zekanın sektördeki ağırlığının artması yüz yıllardır kabul gören bazı hukuk ilkelerinin yeniden şekillenmesi ve bu ilkelerin içeriğinin değişmesini gerektirecek:
Gelecekte avukatın ChatGPT tarafından geliştirilen bir yazılım olduğunu varsayalım. Bu varsayım bugünün sisteminde yargılanan bireye sağlanan temel güvencelerden biri olan adil yargılanma hakkı açısından o kadar problemli olacaktır ki bu varsayımı okuyan birçok hukukçunun tüyleri ürpermiştir.
Barolar robot avukata karşı birleşti
Bunun yanı sıra dünyanın ilk yapay zeka avukatını mahkemeye çıkarmayı amaçlayan ABD'li girişimci Joshua Browder'ın hüsrana uğraması da avukatların mesleklerini en azından bir süre daha koruyacağını düşündürdü.
Bowder'ın kurucusu olduğu DoNotPay adlı teknoloji girişiminin tasarladığı aracın, sanığa duruşma sırasında kulaklık aracılığıyla danışmanlık yapması bekleniyordu.
Ancak Bowder, bu planlarına barolardan tepki ve hatta tehdit yağdığını, bunun sonucunda da projeden vazgeçtiğini açıklamıştı.
Bu da aslında sektörün yapay zeka karşısındaki dönüşümünde sektör bileşenlerinin vereceği tepkinin de göz önüne alınması gerektiğini gösteriyor.
"Türkiye'de de barolardan direnç gelecektir"
Börekçi benzer bir durumda Türkiye'deki baroların da "kesinlikle direnç göstereceğini" ifade etti.
"Yapay zekanın hukuk sektöründeki ağırlığının artması aslında bir paradigma yıkımı. Bu sebeple de böylesi bir yıkım ve yıkımın ardından yeni paradigmanın doğması beraberinde büyük bir çatışma getirecektir" diyen Börekçi, şöyle devam etti:
Nitekim Browder olayı muhtemel kavganın çok minik bir fragmanı gibi. Burada özellikle kuşak çatışmasının da etkisi olacaktır.
"Hukuki takdir kullanan meslekler daha az etkilenecek"
Bu arada Börekçi ve diğer birçok uzman, sektördeki tüm pozisyonların eşit şekilde ve hızda etkilenmeyeceği görüşünde.
"Kabaca bir ayrım yapacak olursak hakim, savcı, noter ve avukatlar yoğunlukla hukuki takdir kullanırken mahkeme kalemlerindeki memurlar, noterdeki katipler, savcı katipleri, takip elemanları, icra dairelerindeki memurlar, paralegaller ise daha az yoğunlukta hukuki takdir kullanıyor" diyen Börekçi'ye göre hukuki takdir kullanmayan pozisyonlar daha hızlı etkilenecek:
Kanaatimce, kısa vadede, yoğunlukla hukuki takdir kullanan hukuk meslekleri, yapay zeka teknolojilerindeki gelişmelerden daha az etkilenecektir. Buna karşın hukuki takdirin daha az oranda kullanıldığı meslekler ise yapay zeka teknolojilerinden daha fazla etkilenecektir.
Börekçi, buna örnek olarak son günlerin ses getiren yapay zeka uygulaması HarveyAI'ı örnek gösteriyor.
Harvey, avukatların doğal dili kullanarak basit talimatlarla yasal belgeler oluşturmasını veya yasal araştırma yapmasını sağlamak için GPT-4 teknolojisi üzerine inşa edilmiş bir girişim.
Şubat ayında dünyanın en büyük hukuk firmalarından biri olan Allen & Overy, Harvey'yi birden fazla dilde faaliyet gösteren 43 ofiste 3 bin 500'den fazla avukat tarafından kullanılacağı global uygulamasına entegre ettiğini duyurmuştu. Mart ayında ise muhasebe devi PricewaterhouseCoopers, yani PwC, 4 bin hukukçuya platforma erişim hakkı vereceğini söylemişti.
4. Mühendisler ve yazılımcılar: 2028 - 2033
Mühendislik yapay zekanın belirli pozisyonları kapatırken, yeni iş alanları da açtığı önemli bir sektör.
Örneğin Goldman Sachs'ın yukarıda bahsi geçen raporunda yapay zekanın bu sektörde yeni istihdamlar yaratılmasını sağlayabileceği ifade ediliyor.
Uzmanlara göre bu teknolojiler, mühendislerin karmaşık sorunları tanımlamasına ve analiz etmesine yardımcı olarak daha doğru tahminlere ve tasarımlara olanak tanıyabilir. Buna ek olarak iş akışını düzene sokabilir, rutin görevleri otomatikleştirebilir ve ekipler arasında işbirliğini geliştirerek mühendislerin yaratıcılığa ve yeniliğe odaklanmasına olanak verebilir.
Öte yandan yazılımcılar ve yazılım mühendisleri söz konusu olduğunda durum biraz daha tartışmalı hale geliyor.
ChatGPT'nin 2022'de herkesin kullanımına açılması, yapay zekanın yazılımcıları işsiz bırakacağı endişesini güçlendirdi. Zira bunun için tasarlanmamış olsa da ChatGPT'nin basit ila orta düzeyde kodları kullanıcıların isteği doğrultusunda yazabildiği görüldü.
Google'ın piyasaya sürdüğü Bard aracı da bu endişeyi besler cinsten. Zira Google, aslında bir sohbet botu olan bu aracı kendi başına kod yazabilecek şekilde güncelliyor.
Şirketin haftalar önce yaptığı açıklamada Bard'ın Java, C++ ve Python da dahil olmak üzere 20 programlama dilinde kod yazabileceği ve ayrıca hata ayıklama konusunda da kullanıcılara yardımcı olabileceği belirtilmişti.
Bu arada OpenAI da yapay zeka araçlarına yazılım mühendisliğini öğretmeye başladığını bu yılın başlarında açıklamıştı.
"5 yıl içinde programcı kalmayacak"
Görsel üretim aracı Stable Diffusion'ı geliştiren yapay zeka firması Stability AI'ın CEO'su Emad Mostaque, yapay zekanın birkaç yıl içinde yazılımcıları işsiz bırakacağına inanıyor.
Yapay zekanın, GitHub'daki tüm yeni yazılım kodlarının yüzde 41'ini yazabildiğini söyleyen işinsanı "5 yıl içinde hiç programcı kalmayacağını" savunuyor.
Öte yandan sektör çalışanları içinde bu görüşe karşı çıkan önemli bir kitle de var.
5. Yayıncılık: 2026 - 2038
Yapay zeka alanındaki atılımların derinden etkilediği alanlardan biri de yayıncılık. Yazarlar, gazeteciler, çevirmenler ve editörler sektördeki otomasyonun etkilerini hem olumlu hem de olumsuz biçimlerde yakından deneyimliyor.
Google ve Microsoft'un son yıllarda iyice gelişen yazı araçları, çevirmenlerin ve editörlerin işlerini büyük ölçüde hafifletti. Hatta yayınevleri haricinde çoğu kurum, kendi bünyesinde bir redaksiyon uzmanı bile çalıştırmıyor.
Google Translate, DeepL gibi araçların kullanımı giderek benimsenirken, word ve döküman hizmetleri de yanlış yazılan kelimeleri otomatik düzeltmeye ve bunu daha isabetli biçimde yapmaya başladı.
ChatGPT gibi sohbet botlarının ortaya çıkmasıyla gazetecilerin ve hatta yazarların işlerini de yapay zeka üstlenir hale geliyor.
Yapay zekanın gazetecilik serüveni: "Üç aşaması var"
Halihazırda MSN, CNET, Buzzfeed, Daily Mirror ve Insider gibi medya kurumları tamamen yapay zeka dil araçlarına yazdırılan haberler yayımlayarak ve bu esnada editörleri işten çıkarma girişimlerinde bulunarak sektördeki otomasyon tartışmalarını alevlendiriyor.
Öte yandan yapay zeka araçları sektörde aslında uzun süredir kullanılıyor. Bunun önde gelen örneklerinden birini de ABD’li haber ajansı Associated Press (AP) teşkil ediyor.
AP kurumsal gelir haberleri ve spor özetleri hazırlamak için yapay zekâyı 2014’te kullanmaya başlamıştı. Ajansın sisteminin belirli mecralardan çektiği somut, sayısal veriler, esasen önceden belirlenmiş yazı formatlardaki boşluklara yerleştiriliyor.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi'nden Doç. Dr. Bilge Şenyüz, gazetecilikle otomatikleşme ve yapay zeka kullanımının en temel düzeyde üç evre geçirdiği görüşünde.
"İlk evrede, robot gazetecilik olarak adlandırdığımız dönemde doğal dil işleme programları kullanılarak mali raporlar, spor sonuçları, hava durumu ve ekonomik göstergeler gibi sayısal veriye dayalı haberlerin otomatikleştirilmesine odaklanıldı" diyen Şenyüz, Independent Türkçe'ye verdiği röportajda, şu ifadeleri kullandı:
Hesaplamalı gazeteci (computational journalist) akımı bu dönemde görüldü. Popüler ve ana akım medya kuruluşları, hangi haberlerin otomatikleştirilebileceğine karar veren, araştırma ve geliştirmeye odaklanan bu tür istihdamlara kuruluşları bünyesinde yer vermeye başladılar.
Şenyüz, ikinci dönemde büyük veri kümelerini analiz etmek ve eğilimleri ortaya çıkarmak için makine öğreniminin önem kazandığını vurguluyor:
Bu dönemin önemli bir örneği 2019'da veri ekibini desteklemek için yapay zekayı kullanmaya başlayan ve ardından veri analistleri ve geliştiricilerle işbirliği içinde bir yapay zeka laboratuvarı kuran Arjantin gazetesi La Nación gazetesiydi.
Bugün halen birçok kurumun büyük veriler içinden önemli bilgileri ayıklamak için bu tür sistemlere başvurduğu biliniyor. Örneğin, Uluslararası Araştırmacı Gazeteciler Konsorsiyumu da milyonlarca sayfalık sızdırılmış finansal ve yasal belgelerde muhabirlerinin daha yakından incelemesini hak eden ayrıntıları belirlemek için yapay zeka sistemlerine başvuruyor.
Bunun yanı sıra editörler, ChatGPT gibi sistemlerden de özet çıkarabiliyor veya sohbet botundan kayda değer ayrıntıları özetlemesini isteyebiliyor. Diğer yandan Şenyüz'e göre ChatGPT ve Google Bard gibi üretken yapay zeka uygulamaları üçüncü evreyi temsil ediyor. "Büyük dil modelleriyle desteklenen algoritmalar basit otomatik raporlarının ve veri analizinin ötesine geçen gazetecilik uygulamaları sunuyor" diyen akademisyen, sözlerine şöyle devam ediyor:
Artık bir sohbet botundan bir konu hakkında daha uzun, dengeli bir görüş veya belirli bir bakış açısından bir fikir yazısı yazmasını isteyebiliriz. Hatta bunu tanınmış bir yazarın veya yayının tarzında yapmasını bile isteyebiliriz.
Nitekim, yukarıda bahsi geçen örnekte MSN, CNET, Buzzfeed, Daily Mirror ve Insider gazetelerinin haberleri otomatik yazdırmak için bu üçüncü evre uygulamalara başvurduğu biliniyor.
Kaynak: Independent Türkçe